...kainatı Yaratan, anı yakalanabilir bir şey olmasını isteseydi, onu sürekli sabit tutar, kullarını da bu kadar yormazdı. Halbuki an dediğiniz şey hiç yok ki. Sürekli hareket halindeki bir şeyi yakalayabilir misiniz? s.575
"Her kulun imtihanı inancı ölçüsünde zordur, Mehmet. Kul ne kadar inanırsa imtihanı o kadar çetin olur. Sabır ise bütün sıkıntıların anahtarıdır. Sabır sadece ilk toslamada değil, musibetler ardı ardına geldikçe gösterildiği zaman sabırdır." s.529
Evde namaz kılacakları zaman normalde katlı halde tuttukları bu seccadeyi önlerine açıyorlar ve üzerinde eğilip doğrularak ibadetlerine başlıyorlar. ... Binbir Gece Masalları'ndaki uçan halının tasviri de aslında bu seccadelere çok uyuyor. Molla Lütfi'ye bilip bilmediğini sorduğumda, "Doğru" demişti, " İbadetini hakkıyla yapan yedi kat göğe yükselir. Bu uçmak değil de nedir ? " s.393
Hayat aslında bir gölgeler panoraması. Gerçeğin soluk bir karartısı. Tarihçilerin anlattıkları ise gölgenin gölgesi. Yani gerçeklikten iki kere uzak. Bu yüzden de tarihin yaşanırken kaydedilmesi çok önemli. s.266
"Hattatların yavaş yazdıklarını duymuştum," dedim şaşırarak. "Doğru duymuşsunuz ama bu hattatlık değil, istinsahtır." dedi. "Bunda nicelik, onda nitelik önemlidir." s.252
..., aidiyet toprakta değil, insanın içinde. Değişen; topraklar, renkler ve binalar değil, insanın kendisi. s.196
Sebep -sonuç ilişkisi gereğince, pamuk ateşe değdiğinde yanar. Pamuğun yanması sonuçtur, neden ise ateşe değmesidir. İnsaoğlunun beklentisi bu şekildedir ve beklenti gerçekleşir. Halbuki, pamuğu asıl tutuşturan şey Büyük İrade'dir. s.155
Her şeyden önce zaman ve mekan kavramları tamamen beşeri kavramlardır; bunları Yaratan'a uyarlamak mantıklı ve pratik görünse de her zaman insanı doğru yola götürmeyebilir. Dolayısıyla filozofların bahsettikleri 'zaman' yaratılmış zamandır ve Yaratan'ı ölçmek için kullanılamaz. s.154
Molla," neden kabristanlarda bu kadar selvi vardır, hiç düşündün mü? " diye sordu. ... " Selvi ebediyettir,Mehmet. Görünüşü birliği temsil eder ve yüzlerce yıl ayakta kalır. Kul ölür, Allah kalır. Beden göçer, ruh ise yoluna devam eder. Bu yüzden nakkaşlar pek severler selvileri resimlerine koymayı. " s.80
Rüşvet, devlet nizamını bozan bir kanserdir. s.76
Özdemir Asaf
Nihat Genç
Yukio Mişima
Nedim Gürsel
Friedrich Engels
Naşide Gökbudak
Tess Gerritsen
Ahmed Arif
Yekta Kopan
Fazıl Hüsnü Dağlarca