- Yıllarca Kızılderililerle yaşamış bir antropolog, kabileye sormuş: "Artık dilinizi konuştuğuma inanıyorum. Sizce de yeterince öğrenmiş miyim?" Yanıt şöyle: "Bizim dilimizde KADIN'ı tanımlayabildiğin gün, kendini öğrenmiş say."
- Pazar günleri çarçur edilmek içindir, çünkü ancak böyle aslında diğer günlerimizi çarçur ettiğimizi unutabiliriz.
- Herkes herkesin polisi.
- Yıldırımlar, karanlık, lamba, hayal, çiğ, kabarcık, rüya, şimşek çakması v bir bulut: Dünyaya böyle bakmalıyız.
- İçten olduklarını bilsem de, Sergio'nun aşk sözlerinde, övgülerinde, hayranlık dolu bakışlarında, bana şimdiye değin başka hiçbir okşayışın vermediği zevki tattıran dokunuşlarında, savaşı kazanacağından emin bir erkeğin gururunu da hep sezerdim.
Önceki ilişkilerimde de sezdiğim gibi.
Bak güzelim, öylesine sert ve acımasızdın, mangalda kül bırakmıyordun, ama işte güvenini kazandım, seni uysallaştırdım, ödülüm de kucağımda mırlayan şu kedi yavrusu.
Sonuçta Sergio, bana ne vereceksen ver, kabule çoktan razıydım.
Çünkü güvenmenin, sevgiye boyun eğmenin, tutkuya kayıtsız şartsız teslim olmanın ve bütün bunları karşılığında hiçbir şey beklemeden, mutluluğu bile düşlemeden, sadece aşk adına yapabilmenin sevincini keşfetmek, bir kez daha, yeniden keşfetmek istiyordum.
İşte böylesine bir kendini verişi bir tek biz kadınlar başarabiliriz.
Bir yenilgi gibi değerlendirilse de aslında bu hüzünlü bir zaferdir. - Sonuçta insan yaşamayı hep sürdürmek zorunda ve bunun için de kendisiyle birlikte yaşamayı öğrenmeli. Gündelik hayat denilen o sığ, engin denizde bir dizi mercandan başka bir şey değil işlediğimiz cinayetler, gizli suçlar, sırlar.
- Hiçbir ego kendi gerçeğiyle baş edecek denli küçük değildir çünkü.
- Sonuçta, eline kalem alan herkes şu soruyla fazlasıyla boğuşmak zorundadır: Gerçeğin ne kadarına DAYANABİLİRİM?
- Bana gereksinim duyan tek bir kişiden, hatta bir gözlemciden bile yoksun olmanın mutlak, dört başı mamur, cehennemsi özgürlüğü...
- Kendimi olduğumdan daha büyük göstermek için yazıyorum, çünkü.. çok, çok küçüğüm.