- Biz Cehennemdeyiz ve lanetli olmaktan, sürekli acı çekmekten başka tercihimiz yok, bir de bu azaptan sorumlu şeytanlar var.
- İçimizde taşıdığımız cehennem, şehirlerimizin cehennemine karşılık geliyor, şehirlerimiz zihniyetlerimizin ölçüsü , ölüm istenci yaşama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz, tekrarlanıp duran işlere koşturuyor ve doruklara yükselmekle övünüyoruz, ölçüsüzlüğün elinde esiriz ve düşünüp taşınmadan sürekli binalar inşa ediyoruz. Dünya bir süre sonra yalnızca bir şantiye olacak. Burada, beyazkarıncalar gibi,milyarlarca kör, uğultunun ve leş kokusunun içinde otomatlar gibi didinip duracaktır soluksuz kalana dek. Günün birinde, deli gibi uyanıp, bıkıp usanmadan birbirlerini boğazlamaya koyulacaklar. İçi ne gömüldüğümüz bu evrende delilik, yabancılaşmış insanın, cinli insanın, imkanlarının gerisinde kalmış ve eserlerinin kölesi olmuş insanın kendiliğindenliğinin alacağı biçimdir. Delilik artık elli katlı konutlarımızın altında kuluçkaya yatıyor. Deliliğin kökünü kazıma yönündeki aciliyetimize rağmen, yeni tanrı odur, ona bir tür ibadette bulunsak bile yatıştıramayız onu: Ölümümüzdür o; hiç durmadan herşeyi talep eder.
- Fikirler insanlardan daha canlı olduğundan, fikirlerle yaşar insanlar ve onlar için ölürler gıklarını çıkarmadan: Oysa, tüm fikirlerimiz katildir, hiçbir fikir nesnelliğin, ölçünün ve tutarlılığın yasasma uymaz,ve bizler, bu fikirleri sürdüren bizler, otomatlar gibi yürürüz ölüme..
- Aslında, dinsel ve ahlaki fikirlerin kaynağı insandadır, bunu insanın dışında aramak anlamsızlıktır, insan metafizik bir hayvandır ve evrenin yalnızca kendi için varolmasını ister, ama evren insanı bilmez, farkında değildir ve insan bu tanımazdan gelmeye teselli bulmak için uzamı tanrılarla, kendi imgesinden yarattığı tanrılada doldurur.Böylece, içi boş gerekçelere tutunarak yaşamayı başarırız, ama bu gayet hoş ve teselli edici gerekçeler, bizler gözlerimizi -kuşatması ve tehdidi altında yaşadığımız-ölüme ve kaosa açtığımızda hiçliğe düşerler .
- İman, boş şeylerden biridir ve bu dünyanın doğası üzerine insanı aldatma sanatıdır.
- İnsanlar evrene cüzam gibi yayıldılar ve çoğaldıkça evrenin doğasını bozuyorlar, çoğalarak tanrılarına hizmet ettiklerini sanıyorlar, tüccarları ve papazları onların doğurganlığını onaylıyor , tüccarlar bu sayede zenginleştikleri için, papazlar ise kendi saygınlıkları artıyor diye onaylıyorlar.
- İnsanlar ölüm dışında çare olmadığını anladıklarında, kendi kendilerini öldürmek zorunda bırakmadıkları için kendi katillerini kutsayacaklardır.
- Dünya çirkin, giderek daha da çirkinleşecek, ormanlar balta darbeleriyle yok oluyor, her yandan şehirler her şeyi yutarak yükseliyorlar, çöller her yerde yayılıyor, çöller de insanın eseri.
- Farklılık önemsiz gelebilir, çünkü yalan söylemek ile kendini yitirmek aynı anlama geliyor ve yalan söyleyenlerin de günün birinde kendini yitirenlere katılacakları varsayılır.
- ... Her adımda gözümüze hakaret ediliyor, kulağımız sağıra çevriliyor ve koku duyumuz umutsuzluğa kapılıyor, yakında kendimize, düzen neye yarar diye sorar hale geleceğiz.