Öbür dünyaya olan sevgim beni çileciliğe itmez ve yaşamaktan mutsuzluk duymama neden olmaz. Hepimiz benim hayatı ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Neden öyle olmasın ki? Hayat her şeye kadir olan Allah'ın yarattığı bir şeydir, O onu gözyaşlarıyla ve mutluluklarla doldurur. Dolayısıyla izin verin, insanlar duygularını ve teşekkürlerini sunsun. Ben hayatı tüm renkleri ve sesleri, geceleri ve gündüzleri, mutlulukları ve üzüntüleri, başlangıçları ve sonlarıyla severim. Yaşayan, hareket eden ve etmeyen her şeyi severim. Her şey saf ve erdemlidir.
Diğer Necib Mahfuz Sözleri ve Alıntıları
- '' Gecenin ardından gün nasıl doğuyorsa adaletsizlik de bir gün son bulacaktır. Zorbalığın ölümünü de göreceğiz, ışığın ve mucizelerin doğuşunu da ''
- "Her görüşümde seni daha çok istemekten
alamıyorum kendimi.
Her yürek vuruşunda daha da yükseliyor alevim." - Mahfuz'un Yüsriya'sı "Beni eğlendirmek için elimi eline alıp avucumu açtı. 'El falına bakayım' dedi. Avucumdaki çizgileri inceleyerek bilinmeyeni okudu; ama ben onun o güzel yüzüne dalıp gitmiştim."
- Asla sıkıldığını söyleme.
Sıkıntı demek Allah'a inanmamak demektir.
Sıkıntı, inancı yok eden bir rahatsızlıktır. - Vücutta bağırsakların olması, insan aklının asaletini azaltmaz.
- Sen O'ndan yeterince hoşnut değilken O'nun rızasını istemeye utanmıyor musun?
- Gecenin ardından nasıl gün doğuyorsa, adaletsizlik de bir gün son bulacaktır. Zorbalığın ölümünü de göreceğiz, ışığın ve mucizelerin doğuşunu da.
- "Ama unutkanlık sokağımızın vebası gibidir."
- Karanlık ve küçük bir lambanın soluk ışığı. Yarın efendinin ölüsünü bulacaksın Sevi. Katil odaya nasıl girdi? Cinayeti işledikten sonra nasıl kaçacak? Cinayeti nasıl aydınlatacaklar? Gerginlik ve korkudan patlamak üzereydi. Bütün bu düşünceler, bütün bu planlama. Yapmak zorundasın buna mecbursun. Kalp atışların sağır edici, düşünemez oldun. Ben bu patlamadan önce uykuya dalacak mı? Kefen, İskenderiye'nin ağlamaklı yüzü! Unut bunları şimdi. Sürünerek yatağın altından çıktı ve demir çubuğu eldivenli eliyle sıkıca tutup ayağa kalktı.
- Hatıralar solup gidiyor usulca. Hem çok uzaktalar, hem de burada, hemen orada... Rüzgar gökyüzündeki bulutları hoyratça dağıtıyor. Parmaklıkların ardında kendi kendini yiyorsun. Kor sorular kamçı gibi cevaplara yol açıyor. Kimseye güvenmemek lazım galiba. Avukat anlayışla gülümsedi. Ancak makul olan işimize yarayabilir. Saber omuzlarını silkti, iç geçirdi. Off... Ne olacaksa olsun artık.