O anda kendime bir söz verdim : Kıskançlık yok, flört etmek yok, güvenilmez Kaiden Rowe'u delicesine arzulamak yok.

''Ah Yüce Tanrım! Ona aşık olmuştum ve dünyada, cennette veya cehennemde beni durdurabilecek hiçbir şey yoktu.''

"Şu çocuk. Davulcu. Acayip iyi müzisyen, tonlarca hatunu götürüyor, babasının eşek yüküyle parası var ve bunlar yetmezmiş gibi bir de lanet İngiliz aksanıyla konuşuyor."
Jay'in bu kıskançlık ve hayranlık karışımı duyguları karşısında gülümsemeden edemedim.
Üçüncü şarkı başlarken, "Adı ne?" diye haykırdım.
"Kaidan Rowe. Ah, o da ayrı mesele. İsmi bile havalı! Lavuk

Zevk, günahın tuzağıdır. Platon

Tam bir çelişki yumağısın. Siyahla beyaz gibi.

"Mutluluğu satın alamazsın," dedi Kaidan.

Meksika yemeği sever misin? Benim sevmediğim yemek pek yoktur.

Akıl kendi mekanın yaratır; kendi başına cehennemi cennete, cenneti cehenneme çevirebilir. John Milton, Kayıp Cennet

''Kıskanınca çok tatlı oluyorsun.''

Gerçekler insanın canını yalanlardan çok daha fazla acıtabilir.