Sen dilediğin kadar soğuk ol sevgilim. Damarların buz kessin dilediğince... O çok sevdiğin kertenkelelere benzemeye devam et sen. Kolun, kuyruğun koptukça yenileyip bütünle kendini. Yeni kararlarınla, yeni hayatlar kur sürekli... Sende eski ve sonsuz olan sadece benim unutma. Beni kesip atman mümkün değil nasıl olsa! Kopardığın yerden yenilenip, tazelenerek geleceğim sana...
Diğer Mehmet Coşkundeniz Sözleri ve Alıntıları
- "Sana akıyorum.. çünkü 'hayatın uslanmaz ruhusun' sen.. İşte ben bu ruha aşığım aslında"
- "Sana akıyorum.. çünkü 'hayatın uslanmaz ruhusun' sen.. İşte ben bu ruha aşığım aslında"
- "Sen dilediğin kadar soğuk ol sevgilim. Damarların buz kessin dilediğince... O çok sevdiğin kertenkelelere benzemeye devam et sen. Kolun, kuyruğun koptukça yenileyip bütünle kendini. Yeni kararlarınla, yeni hayatlar kur sürekli... Sende eski ve sonsuz olan sadece benim unutma. Beni kesip atman mümkün değil nasıl olsa! Kopardığın yerden yenilenip, tazelenerek geleceğim sana..."
- "Sana sarılmak güneşe değmek gibi" derdin... Şimdi ellerin kime değiyor sevgilim? Güneşin kim artık?"
- Bir dilek tutmuştum seni o ilk gördüğümde. "Bir kerecik sevse keşke beni... Nasıl bir duygu olduğunu hissedebilsem keşke" demiştim.
Öyle de oldu sonra biliyor musun? Dileğimi eksik tutmuşum sevgilim. Tanrı sesimi duydu benim. Duamı kabul etti. Sadece bir kerecik sevebildin sen de beni. Bir daha da beceremedin bende kalmayı. Sonsuza dek sadece benim aşkımda konaklayıp kalmayı başaramadın sevgilim.
Seni suçlamıyorum giderken. Aşkını eksik dileyen benmişim meğer. Şimdi daha iyi anlıyorum bunu. "Bana her sabah yeniden aşık olsun" diye istemeliydim seni. Yüreğini suçlayamam sevgilim. Evet, biliyorum... Sevilmeyi dilendim senden. Üstelik onursuzlaşarak dilendim. Eksilerek küçülerek açtım ellerimi sana. Zerresine muhtaçtım vereceğin aşk sadakasının. Öyle küçüldüm ki sonra artık sen bile göremez oldun beni. Öyle aşağıladım ki kadınlığımı, sen de dokunamaz oldun bedenime eski tutkunla... Sevmek için zorlayamam, savaşamam yüreğinle... - Her gidişine ayrı anlam yüklüyorum, yapma tanrı aşkına!
Ya hep kal benimle söz etme gidişlerden, ya da silinsin ismin de, cismin de...
Oynama benimle, dengemi bozuyorsun.
Aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda, böyle değildin sen...
Bittiyse heyecanın bileyim ben de.
"Seni çok seviyorum" diye başlayan ve "Ama.." ile devam eden cümleleri duymaktan bıktım.
Seviyorsan seviyorsundur, aması olmaz bu işin.
Üstelik bir cümlede "Ama" varsa bir önceki yargının hiçbir hükmü yoktur artık.
"Seni çok seviyorum; ama, birlikte olmamız imkansız..." İmkansız diyebiliyorsan eğer sevmiyorsun demektir.
Bahanelerin arkasına sığınma.
İnsanların hayatına sorgusuz sualsiz girip, darmadağın eden, sonra da hiçbir şey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum.
Böyle misin sen de?
Gerçekten gitmek mi istiyorsun? Yürekli ol biraz, haydi konuş.
Söyle gitmek istediğini. İki çift sözü hak etmedi mi bu aşk?
Yaşanılan bunca şeye hiç mi saygın yok?
Ah, ben niye yanılıyorum hep? Niye tam "İşte bu" dediklerim sömürüyor aşkımı?
Biraz daha mı katı olmalıyım? Biraz daha mı kapalı tutmalıyım kapılarımı?
Bazen bu dünyadan olmadığımı düşünüyorum. Bu devrin adamı değilim.
Oyun çeviremiyorum, hesap yapamıyorum.
Bana ait olmayan kişiliklere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum.
İnsanız biliyorum, hepimizin zaafları var, hepimiz egolarımıza boyun eğebiliyoruz.
İyi de hep beni mi bulacak bunlar?
Hiçbir kaygıya yer vermeden, hiçbir hesabı düşünmeden açsaydın bana yüreğini işte o zaman görürdün bir aşkın nasıl efsaneye dönüşebileceğini.
Sen gözlerini kapıyorsun, bir sen varsın, başka hiç kimseye bakmıyorsun.
Her şey senin çevrende şekillenmeli, her şey sana göre düzenlenmeli.
Beceremiyorum, kusura bakma. AÅŸk tam teslimiyet ister.
Kendini aşkın kollarına ya bırakırsın ya da bırakmazsın.
"Bir yanım dışarıda kalsın" dediğin noktada aşkı boğarsın.Yok edersin o güzelim duyguyu.
Bu yüzden hep cesurların işidir aşk.
Kaçışları, yalanları, aptalca oyunları kabul etmez. Aşk; saf, duru insanları sever.
Kafasında bin bir tilki dönenler aşkı yaşayamaz. İsteseler de yaşayamaz. Arınmalısın.
En saf, en duru haline dönmelisin ki yaşayabilesin aşkı.
Kısacası sevgilim, sana göre değil bu iş. Senin yolun açık olsun, bırak aşk bana kalsın... - Bitirmeden başlamak mümkün değildir asla...
- Her gidişine ayrı anlam yüklüyorum, yapma tanrı aşkına!
Ya hep kal benimle söz etme gidişlerden, ya da silinsin ismin de, cismin de...
Oynama benimle, dengemi bozuyorsun.
Aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda, böyle değildin sen...
Bittiyse heyecanın bileyim ben de.
"Seni çok seviyorum" diye başlayan ve "Ama..." ile devam eden cümleleri duymaktan bıktım.
Seviyorsan seviyorsundur, aması olmaz bu işin.
Üstelik bir cümlede "Ama" varsa bir önceki yargının hiçbir hükmü yoktur artık.
"Seni çok seviyorum; ama, birlikte olmamız imkansız..." İmkansız diyebiliyorsan eğer sevmiyorsun demektir.
Bahanelerin arkasına sığınma.
İnsanların hayatına sorgusuz sualsiz girip, darmadağın eden, sonra da hiçbir şey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum.
Böyle misin sen de?
Gerçekten gitmek mi istiyorsun? Yürekli ol biraz, haydi konuş.
Söyle gitmek istediğini. İki çift sözü hak etmedi mi bu aşk?
Yaşanılan bunca şeye hiç mi saygın yok?
Ah, ben niye yanılıyorum hep? Niye tam "İşte bu" dediklerim sömürüyor aşkımı?
Biraz daha mı katı olmalıyım? Biraz daha mı kapalı tutmalıyım kapılarımı?
Bazen bu dünyadan olmadığımı düşünüyorum. Bu devrin adamı değilim.
Oyun çeviremiyorum, hesap yapamıyorum.
Bana ait olmayan kişiliklere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum.
İnsanız biliyorum, hepimizin zaafları var, hepimiz egolarımıza boyun eğebiliyoruz.
İyi de hep beni mi bulacak bunlar?
Hiçbir kaygıya yer vermeden, hiçbir hesabı düşünmeden açsaydın bana yüreğini işte o zaman görürdün bir aşkın nasıl efsaneye
dönüşebileceğini.
Sen gözlerini kapıyorsun, bir sen varsın, başka hiç kimseye bakmıyorsun.
Her şey senin çevrende şekillenmeli, her şey sana göre düzenlenmeli.
Beceremiyorum, kusura bakma. AÅŸk tam teslimiyet ister.
Kendini aşkın kollarına ya bırakırsın ya da bırakmazsın.
"Bir yanım dışarıda kalsın" dediğin noktada aşkı boğarsın.Yok edersin o güzelim duyguyu.
Bu yüzden hep cesurların işidir aşk.
Kaçışları, yalanları, aptalca oyunları kabul etmez. Aşk; saf, duru insanları sever.
Kafasında binbir tilki dönenler aşkı yaşayamaz. İsteseler de yaşayamaz. Arınmalısın.
En saf, en duru haline dönmelisin ki yaşayabilesin aşkı.
Kısacası sevgilim, sana göre değil bu iş. Senin yolun açık olsun, bırak aşk bana kalsın... - Seni seviyorum, çünkü sorgulamıyorsun, yargılamıyorsun beni. Olduğum gibi kabul ediyorsun, hatalarımla, zaaflarımla. Değiştirmek yerine anlamaya çalışıyorsun, ne güzel...
- Seni seviyorum, çünkü benimle birlikte şarkı söylüyorsun. Sözlerini bilmesen bile bana eşlik etmek için uyduruyorsun. Bazen senin uydurduğun sözler, şarkının sözlerinden çok daha güzel oluyor.