Mazi, vefalı bir dost gibiydi, kendine çekerdi insanı.İstikbal, ötelere baktırırdı.Maziye kaçmak insanı dinlendirirken istikbal dalgalı bir denizde yüzmek gibi yorar, hırpalardı.Mazi hatıralara , istikbal hayallere taşırdı insanı.
Diğer Nuriye Çeleğen Sözleri ve Alıntıları
- Mazi, vefalı bir dost gibiydi, kendine çekerdi insanı.İstikbal, ötelere baktırırdı.Maziye kaçmak insanı dinlendirirken istikbal dalgalı bir denizde yüzmek gibi yorar, hırpalardı.Mazi hatıralara , istikbal hayallere taşırdı insanı.
- Hüzün birlik sırrıydı. Bölünmezdi ki, paylaşılsın. Onun için Allah sevdiği kullarının kalbine birliğinin yansıması hüznü atardı önce. Hüzne tutunan insanlar, kullukta adım adım yol alırdı.
- Kıskançlık kadere razı olmamaktı, kendine verilen yazgıya itirazdı. Ben Rabbimin bana verdiğine de razıydım, başkasına verdiğine de razıydım. Rabbimin bir kuluna verdiğini, diğer kulun kıskanması Rabbe karşı edepsizlik değil miydi?
- Hayatıma ayrılık, yüreğime gariplik değiyor.
Gözyaşlarım kahır, gözyaşlarım gurbet yüklü... - Meğer sevgiymiş kelamla dile gelen, sevgi nefisten kalbe dökülüp aşka ulaşınca kelamın dili tutulur, tüm kelamlar hamuş olurmuş.
Anladım, aşk gözde değil ruhta, kelamda değil sukuttaymış. - İlk anamız ve ilk babamız, olaylarda kimseyi suçlamamayı öğrettiler üç yüz yıllık bir dersle. Galiba tam öğrenemedik.
Kendi dışında herkesi suçlayan insan, o birbirlerini suçlamayan insanları bile suçlu yapabildi.
- Siz, dediler, yemeseydiniz o meyveyi, cennetten kovulmazdık.
Ezeli sırrın sırrı olan bir meyveye takıldı çoğumuz. Bilmediler ki o şifreydi. - Unutmanın karanlık gölgesi değmemiş, hafızada berrak bir su gibi yansıyan saf çocukluk günleri. Her nedense çocukluk ayan beyan hatırlanırken yakın geçmiş unutulur. İnsan büyüdükçe yaşadıkları nisyanın karanlık dehlizlerine savrulur. Mazinin odacıkları hep sıcak hep kuşatanken istikbal hep salınan hep kaçırandır. Mazi hatıra denen sayfalarda usul usul dinlendirirken istikbal yorar. Sanırım mazi, varlık aleminde yer tutmuş olmasından istikbal ise ademin soğuğu vurduğundan. (sy.80)
- Sevgide mekan olurdu, aşkta ise asla. Aşk mekansızlıktı. Sevgi nefsin eliydi, cisimle bağlıydı. Sevgisi cisimde olanlar için mekan önemliydi. Aynı mekanda paylaşım olmadan sevgi boyutu teselli olmazdı. Aşk, sevginin kalbe ulaşmasıydı. Aşka ulaşan sevgi için mekana ve zamana ihtiyaç yoktu. Sevgi nefistendi, aşk kalpten. Nefis, mekana ihtiyaç duyduğu için sevgisini dünyada isterdi, paylaşım arardı. Kalp, mekan ve zaman aştığı için paylaşım derdi bulunmazdı.
- Filistin'de ağlayan her çocukta İsmail'in sesi, benim hıçkırıklarım duyulacaktı....
- Mahremiyet "Elif...Lâm...Mim..." dedi ve mahremiyetini ele verdi.Sır açığa çıktı.Kenz bin bir kapı ile açtı kendini. Sırlaraktı her kapıdan sır sır...