Kızı Şadiye Sultan babasının din alâkasını - AlıntıSöz

Kızı Şadiye Sultan babasının din alâkasını şöyle anlatıyor: «?Ramazan aylarında, her dairede ayrı ayrı bir imam, iki müezzin ve iki harem ağasının refakatiyle teravih namazı kılınırdı. Teravihi tâkiben imam ve müezzinlere buzlu şerbetler ikram edilirdi. Babam teravih namazını, husus dairesinin bitişiğindeki köşkte, ülema ve müezzinlerin refakatinde kılardı. Erkek evlatları ve bazen de amcalarımız, cemaatine dahil olurlar ve namazdan sonra sohbet yapılırdı. Damatlar ve biraderlerimi, babam sık sık iftara davet eder, yemekten sonra diş kirası adını taşıyan zengin keseler ihsan ederdi.» Babasının din alâkasını en başta gösteren ve bu yüzden kendisinin de aynı ruha tevarüs ettiğini belirten Şadiye Sultan, devam ediyor: «-Sıhhatli bir erkekti, sağlam bir bünyesi ve idmanlı bir vücudu vardı. Küçüklüğümde onun bir defa hastalandığını hatırlarım. Çok az uyurdu. Şafaktan önce kalkardı. Beş vakit namazını kılar, daima Kurân-ı Kerim ve Buhari-i Şerif' okurdu. Dindar, Allah'ına bağlı, büyük bir müslüman idi. Abdestsiz yere basmazdı. Çok çalışkandı.» Yine Şadiye Sultan'a ait aşağıdaki satırlar da dindar hükümdarın vatan ve millet sevgisini gösterir: «-Babam, milletini delicesine severdi. (Ahmetçik, Mehmetçik) sözlerini kullandığı vakit, öz evlatlarından bahsediyormuş gibi, yürekten sevgisi derhal yüzünden okunurdu. Babamın zamanı saltanatında yalnız bir tek harp hatırlıyorum. O da Yunan Harbidir. Bu benim çocukluk zamanıma rastlamıştır. Hatırladığıma göre, haremdeki dairelere top top bezler getirilip dağıtılmıştı. Yaralı askerler için gecelikler dikilirdi. Hizmetkârlarımızla beraber sabahın erken saatlerinden gece uyku saatine kadar dikiş makinalarımızın başında, bizden istenilen sayıda giyeceği yetiştirmeye çalışırdık. Bu hummalı faaliyet bütün muharebe müddetince devam etti. Ben de çamaşırlara düğme dikerdim. Aklımca büyük iş gördüğümü sanırdım. Babam aramıza gelip, Aferin evlatlarım, Allah sizlerden razı olsun, vatan için çalışmak ne tatlıdır. Allah vatanımızı düşmanlardan muhafaza buyursun! derdi. Biz bu sözlerden kuvvet ve şevk alırdık, zaman kaybolmasın diye gözümüzü iğnemizden ve makinamızdan ayırmaksızın onu dinlerdik. Vatan! Vatan! Babam bunu bizlere ne kadar çok söylemişti.»

Diğer Necip Fazıl Kısakürek Sözleri ve Alıntıları