Süreli yaşantısının küllerinden oluşan sözcükler, eğer yok olmazlarsa ne yapacaktı? Yırtarak onlardan kurtulabilir miydi? Kağıtlar parçalanınca sözcükler gerçekten yok olur muydu?

Dillerden, dinlerden, ırklardan, inançlardan arınmış olarak düşünebilen beyin özgür beyindir.

Sevgi bir durum değil bir enerjidir ve aşk içinde var olmak iki farklı varoluşun, yaratılan aşk enerjisi içinde yok olarak kendilerini tekrar var edebilmeleridir.

Birilerinin sorumluluklarından sıyrılıp, kendilerine toplumsal koşulların kurbanı gibi davranılmasını istemeleri hep içimi acıtmıştır. Seni toplum kısıtlayamaz. Kadını erkek kısıtlayamaz. İnsanları gerçekten kısıtlayan tek şey kişilik eksikliği ve kendi yaşamlarını yaratacak düş gücüne ve cesarete sahip olmamalarıdır.

Süreli yaşantısının küllerinden oluşan sözcükler, eğer yok olmazlarsa ne yapacaktı? Yırtarak onlardan kurtulabilir miydi? Kağıtlar parçalanınca sözcükler gerçekten yok olur muydu?

Dillerden, dinlerden, ırklardan, inançlardan arınmış olarak düşünebilen beyin özgür beyindir.

Sevgi bir durum değil bir enerjidir ve aşk içinde var olmak iki farklı varoluşun, yaratılan aşk enerjisi içinde yok olarak kendilerini tekrar var edebilmeleridir.

Birilerinin sorumluluklarından sıyrılıp, kendilerine toplumsal koşulların kurbanı gibi davranılmasını istemeleri hep içimi acıtmıştır. Seni toplum kısıtlayamaz. Kadını erkek kısıtlayamaz. İnsanları gerçekten kısıtlayan tek şey kişilik eksikliği ve kendi yaşamlarını yaratacak düş gücüne ve cesarete sahip olmamalarıdır.

Bir erkek ne kadar çok küfür ediyorsa bilin ki o kadar çok erkeklik sorunu vardır, bir kadın ne kadar çok küfür ediyorsa bilin ki kadınlığından o kadar çok nefret ediyordur.

"kendi sanal dünyamızın korkuları ve acılarında yok olmak mı, yoksa kendi gerçeğimiz içinde var olmanın açılarıyla yüzleşmek mi," sorusunun yanıtına sahip çıkmak her zaman kolay olmuyor.