Hukukun geliÅŸimi kendini farklı ÅŸekillerde dışa vursa da, mülkiyet biçimlerinin gösterdiÄŸi geliÅŸimi takip eder. Her yerde adaletin hırsızlığın peÅŸine düştüğüne ve onu giderek daha dar sınırlar içine hapsettiÄŸine ÅŸahit oluyoruz. Bugüne kadar adaleÂtin adaletsizlik, eÅŸitliÄŸin eÅŸitsizlik karşısındaki zaferi içgüdüyle ve salt koÅŸulların zorlamasıyla kazanılabilmiÅŸtir; fakat topÂlumsal varlığımız ya düşünme yeteneÄŸimiz sayesinde son bir zafer kazanacak veyahut da bir baÅŸka feodal karmaÅŸaya süÂrükleneceÄŸiz: Ya aklımızın ürünü bir zafer kazanacağız ya da rezilliÄŸimizin sonucu bir sefalet çukurunu boylayacağız.
Diğer Pierre Joseph Proudhon Sözleri ve Alıntıları
- Sanatçı, bilgin, ÅŸair hayatlarını bilime ve sanata adayabilmeleri için toplumun kendilerine verdiÄŸi izin sayesinde hakÂlı bir ödüle kavuÅŸmuÅŸ olurlar. Bu yüzden onlar aslında kenÂdileri için deÄŸil, onları yaratan ve baÅŸka iÅŸlerden azade tutan toplum için çalışırlar. Toplum gerekirse nesirden, dizelerden, müzikten, resimden vazgeçebilir; ayın hareketlerini, kutup yıldızını bilmese de olur, ama barınak ve yiyecek olmadan tek gün yaÅŸayamaz.
- Öyleyse ahlaki kötülük, yani burada bizi ilgilendiren soÂrun itibariyle toplumdaki düzensizlik, düşünme yetisiyle doÂÄŸal bir biçimde açıklamaya kavuÅŸuyor. FakirliÄŸin, suçların, ayaklanmaların, savaÅŸların temelinde hep mülkiyetin ürünü olan koÅŸullardaki eÅŸitsizlik bulunur; koÅŸullardaki eÅŸitsizlik ise egoizmden doÄŸar; egoizm ÅŸahsi görüşlerle beslenir, ÅŸahsi görüşler ise doÄŸrudan doÄŸruya aklın istibdadından kaynakÂlanır. İnsanlığın baÅŸlangıcında ne suç, ne barbarlık mevcuttu;
sadece toyluk, cehalet ve tecrübesizlik vardı. - DoÄŸrudan ÅŸiddete ve kurnazlığa baÅŸvurmak eski modaÂdır ve evrensel olarak da mahkûm edilmiÅŸtir; fakat henüz hiçbir millet yetenek, çalışma ve sahiplik yoluyla gerçekleÅŸtiÂrilen hırsızlıklardan kurtulamamıştır. İşte içtihadın sayısız çeÂliÅŸkilerinin ve bütün vicdani ikilemlerin kaynağı da budur.
- Hukukun geliÅŸimi kendini farklı ÅŸekillerde dışa vursa da, mülkiyet biçimlerinin gösterdiÄŸi geliÅŸimi takip eder. Her yerde adaletin hırsızlığın peÅŸine düştüğüne ve onu giderek daha dar sınırlar içine hapsettiÄŸine ÅŸahit oluyoruz. Bugüne kadar adaleÂtin adaletsizlik, eÅŸitliÄŸin eÅŸitsizlik karşısındaki zaferi içgüdüyle ve salt koÅŸulların zorlamasıyla kazanılabilmiÅŸtir; fakat topÂlumsal varlığımız ya düşünme yeteneÄŸimiz sayesinde son bir zafer kazanacak veyahut da bir baÅŸka feodal karmaÅŸaya süÂrükleneceÄŸiz: Ya aklımızın ürünü bir zafer kazanacağız ya da rezilliÄŸimizin sonucu bir sefalet çukurunu boylayacağız.
- Mülkiyet, yanlış tanrıların sonuncusudur.
- Savaş ilanlarının gerisinde ekonomik nedenler yatar.
- Insanın insanla yönetilmesi,hangi ad altında gizlenirse gizlensin baskıdır.
- Servetin eşitliği olmadan adalet nedir ki? Hileli tartıdaki bir dengedir olsa olsa.