Hazzın kimi inceliklerini kavrayamayan, sinirleri sağlam insanlardan söz edeyim biraz da. Bu baylar, gerçi sırası gelince öküz gibi böğürüp bununla belki de büyük bir onur kazanırlar, ama demin de söyledim ya, bir zorlukla karşılaşınca siniverirler. Zorluk onlarca taş duvar demektir. ?Hangi taş duvar?? diyeceksiniz. Elbette doğa yasalarıdır, doğa bilimlerinden çıkan sonuçlar ile matematiktir bu taş duvar. Sözün gelişi, sana maymundan geldiğimizi kanıtlamışlarsa, bu gerçeği yüzünü buruşturmadan kabul edeceksin. Gövdende ki tek bir yağ damlasının senin için yüz binlerce hemcinsininkinden değerli olması gerektiği; erdem, sorumluluk, safsata, boş inanç denen şeylerin hep bu sonuca göre çözümlendiği kanıtlanırsa yine olduğu gibi kabul edeceksin, çünkü matematiğin ?iki kere iki dört eder? kesin sonucu vardır bunlarda. Hele bir karşı durmaya kalkın; ?Aman efendim, nasıl karşı çıkarsınız? Bu, iki kere ikinin dört etmesi kadar açıktır! Doğa size danışmaz, onun sizin isteklerinizle, yasalarının hoşunuza gidip gitmediğiyle işi yoktur. Doğayı olduğu gibi, bütün sonuçlarıyla kabul etmek zorundasınız. Duvar duvardır vb. vb.,? diye bağırırlar. Aman Tanrım, herhangi bir sebepten ötürü doğa yasaları ile iki kere ikinin dört ettiği hoşuma gitmiyorsa, bana ne bu yasalardan, bana ne aritmetikten? Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, ?ille de yıkacağım!? diye yırtınmam elbette; ama önümde yıkmaya gücümün yetmediği bir taş duvar bulunmasına da razı olamam.
Diğer Fyodor Mihailoviç Dostoyevski Sözleri ve Alıntıları
- İnsanların çoğu, en iyi arkadaşını alçalmış görmekten mutlu olur. Genellikle arkadaşlıkların bu temele inşa edildiğini de söylemek abartı olmaz. Bütün düşünen insanlar, bu eski gerçeği bilir.
- Ben, kendi kendimi bütünüyle mahvettim. Artık kendimi kıyaslayabileceğim herhangi bir şey var mıdır; ahlak kuralları filan? Bana faydası olacak hiçbir ahlak kuralı yoktur artık. Hele böyle bir durumda ahlak dersleri kadar yersiz bir şey olamaz. Ah, şu kendini beğenmiş tipler! Böbürlene böbürlene sana nasihatler vermeleri! Şu anki durumumun iğrençliğini ve pisliğini en az kendileri kadar bildiğimi bilselerdi, o koca dillerini sallamaktan vazgeçerlerdi. Bana bilmediğim ne söyleyebilirler ki? Benim sorunumla ilgili ne bilebilirler ki?
- İnsan bazen en imkansız, en çılgın düşünceye, sanki bir şeyler olacakmışçasına öyle bir inanır ki, gerçek olması için olmadık fikirler geçer aklından.
- Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar en nihayetinde kaybediyordu.
- Aslında merak ediyorum, şimdiye kadar oyun masasına yaklaşıp da batıl bir inanca saplanmayan biri var mıdır acaba?
- Herhangi bir şeyden olduğu gibi kumar oynamaktan da para kazanılabilir ve ben de kazanmaya bakarım. Hem niçin başka bir şeyden kazanılan para, kumarda kazanılandan üstün olsun? Niçin kumar ticaretten daha kötü olsun? Doğrudur, salona giren yüz kişiden sadece bir tanesi kazanır ama tüm işlerde böyle değil midir bu?
- Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!
- Sevinç ve mutluluk insanı ne kadar güzelleştiriyor! Kalbi aşkla dolu olan adam istiyor ki bu aşkını başkalarının da kalbine döksün, herkes de kendisi gibi şen kahkahalarla gülsün, eğlensin ve böyle bir insanın mutluluğu da gerçekten bulaşıcı oluyor!
- Ben sizden akıllı öğüt değil, beni sanki bütün hayatı boyunca sevmiş birinden kardeşçe anlayış bekliyorum.
- Gelecek demek benim için yalnızlık, gereksiz varoluş, bayat bir yaşantıdan başka bir şey değil.