Fache kanatlan açık kartal pozisyonundaki cesede bakıp başını saldı. Peki ya vücudun pozisyonu? Bundan ne anlam çıkarıyorsunuz? Langdon omuzlarını silkti. Pozisyon, beş köşeli yıldız ve kutsal dişiyle olan bağlantısını kuvvetlendiriyor. Fachenin yüzüne düşünceli bir ifade geldi. Anlayamadım? Yineleme. Bir sembolü tekrar etmek, anlamını kuvvetlendirme en basit yoludur. Jacques Sauniére, beş köşeli yıldız pozisyonu almış.Bir tane beş köşeli yıldız iyiyse, iki tane daha iyidir. Fache elini yeniden briyantinli saçlarına götürürken, gözleri Sauniérein kolları, bacakları ve başının oluşturduğu beş köşeyi takip etti. ?İlginç bir tahlil. Durdu. Peki ya çıplaklığı? Kelimeyi telaffuz ederken adeta homurdanıyor, yaşlanan bir erkek vücudunu görmekten rahatsızolmuş gibi sesler çıkartıyordu. Elbiselerini neden çıkarmış? İşte bu iyi bir soru, diye düşündü Langdon. Polaroidi ilk gördüğünden beri aynı şeyidüşünüyordu. En iyi tahmini, çıplak bir insan formunun Venüs fikrini onaylatmanın bir başka yolu olduğuydu, cinsellik tanrıçası. Modern kültür, Venüsün erkek/dişi birleşimiyle olan ilişkisini oluşturduğu halde, keskin bir kökenbilimsel göz, Venüsün zührevi kelimesinde işaret ettiği anlamı fark edebilirdi.
Diğer Dan Brown Sözleri ve Alıntıları
- "Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır."
- Daha fazla zamana nasıl da ihtiyacım var.. ama zaman, geniş servetimin bile satın alamayacağı bir şey.
- Ardımda bıraktığım hediyeyi insanlığın anlaması için dua ediyorum.
Hediyem, gelecektir.
Hediyem, kurtuluştur.
Hediyem, cehennemdir. - BURADA BU TARİHTE BÜTÜN DÜNYA SONSUZA DEK DEĞİŞTİ.
Plakanın üstünde bir isim ve bir tarih yazıyordu.
İsim müşterilerine aitti.
Tarih... ertesi gündü. - Geçmişte verdiğimiz kararlar geleceğimizin mimarıdır.
- Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion'unda
ve kulağını yere daya,
dinle suyun şırıltısını.
Batık sarayın derinliklerine in,
orada, karanlığın içinde bekler khthonik canavar
kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün
ki yansıtmaz yıldızları... - Ben Gölge'yim.
Acılar kentinden kaçarım.
Sonsuz kederin içinden uçarım.
Arno Nehri kıyılarında nefes nefese sürünüyorum... Via dei Castellani'ye doğru sola dönüyor, kuzeye yöneliyor, Uffizi'nin gölgelerinde koşturuyorum.
Hala peşimden geliyorlar.
Şimdi, tükenmez bir kararlılıkla avlanırken ayak sesleri daha da yükseliyor.
Yıllarca peşimi bırakmadılar. Onların bu ısrarcılığı, yeraltında kalmama... arafta yaşamama... bir yeraltı canavarı gibi toprağın altında çabalamama sebep oldu.
Ben Gölge'yim. - Sizi cahiller! Geleceği görmüyor musunuz? Yaratımın ihtişamını anlamıyor musunuz? Peki ya gerekliliğini?
- ''Bir fikrin geniş kitleler tarafından kabul edilmesi, onun gerçekliğinin ispatı değildir.''
- Daha fazla zamana nasıl da ihtiyacım var.. ama zaman, geniş servetimin bile satın alamayacağı bir şey.