Duvarlar, pencereler, tavan, eşyalar insanın kendisinden izler taşırdı çünkü. Hergün içinde yaşadığın, içinde yaşamayı istediğin o dört duvar senin sığınağindir. İnsan bu sınırlı alanda alabildiğine hürdür. Onun için bu küçücük kafeler kafes olduklarını hissettirmezlerdi. Bir başkasına ait duvarlar arasında yaşamak, yürümek, nefes almak zorunda olunca iş başkalasirdi.
Diğer Sevinç Çokum Sözleri ve Alıntıları
- Neden size karşı koruyucu bir zırh kuşandım ben de? Eskiden içimin bakir duygularından en berrak haliyle size yansıtırken her şeyi? Bir coşkuydu sizi anlamak, size kendimi anlatmak... Ya şimdi?
Birdenbire anlayıvermiştim. Sonradan içinize başkalarının ve tabii yakınlarınızın sızmasını istemiyordunuz. Duyguların, yeni sevgilerin, yeni bağların... Sular hep duru kalsın, kimse bulandırmasın. Ölçünüz buydu. - "İnsan yeryüzünde nereye giderse gitsin, yanında bir parça gün ışığı, bir avuç yeşillik, bir tepenin hayali çizgilerini, kulağına çarpmış birkaç kahkahayı götürebilirdi... Ben de öyle yapacaktım."
- İlim diye fenni kastediyorsanız onun da iki türlüsü var. Faideli, faidesiz. Şimdi Frenkler adam katletmek için silah icat ediyorlarsa buna ilim denir mi? (S. 40)
- Bozkırlılar mert olur. Sözümüz sözdür. (S. 33)
- Yeryüzünde türlü türlü millet ve kavim vardır ki, dilleri başka, renkleri, huyları başka başkadır. Amma cümlesi Allah'ın huzurunda insanoğludur. (S. 7)
- Duvarlar, pencereler, tavan, eşyalar insanın kendisinden izler taşırdı çünkü. Hergün içinde yaşadığın, içinde yaşamayı istediğin o dört duvar senin sığınağindir. İnsan bu sınırlı alanda alabildiğine hürdür. Onun için bu küçücük kafeler kafes olduklarını hissettirmezlerdi. Bir başkasına ait duvarlar arasında yaşamak, yürümek, nefes almak zorunda olunca iş başkalasirdi.
- Herkesin, kıyıda köşede saklı yalnız kendisine ayırdığı bir dünyası vardır.
- Duvarlar, pencereler, tavan, eşyalar insanın kendisinden izler taşırdı çünkü. Hergün içinde yaşadığın, içinde yaşamayı istediğin o dört duvar senin sığınağindir. İnsan bu sınırlı alanda alabildiğine hürdür. Onun için bu küçücük kafeler kafes olduklarını hissettirmezlerdi. Bir başkasına ait duvarlar arasında yaşamak, yürümek, nefes almak zorunda olunca iş başkalasirdi.
- Bazen yaşamak zorlaşır çünkü. İnsan, hayatın yükünü taşıyamaz olur. Her şey gözüne karanlık görünür. İşte o zaman, bütün bunların geçici olduğunu düşünmeli. Şimdi ağlıyorum ama, yarın güleceğim, demeli.
- Duvarlar, pencereler, tavan, eşyalar insanın kendisinden izler taşırdı çünkü. Hergün içinde yaşadığın, içinde yaşamayı istediğin o dört duvar senin sığınağindir. İnsan bu sınırlı alanda alabildiğine hürdür. Onun için bu küçücük kafeler kafes olduklarını hissettirmezlerdi. Bir başkasına ait duvarlar arasında yaşamak, yürümek, nefes almak zorunda olunca iş başkalasirdi.