Carla çok yorgun görünüyordu. Deb, nefretin hep hücrelerin içinde tıkılı kalması canıma yetti artık. Sonunda sesim kısılana kadar bağırabileceğim bu yere gelmeye karar verdim. Birbirlerine bakıp gülümsediler. Dnin hiç de en kötü koğuş olmadığını, yalnızca en dürüst yer olduğunu biliyorlardı.
Diğer Joanne Greenberg Sözleri ve Alıntıları
- ...
''Benim hastalığım... ağzına kadar dolup taşmış bir bardak, senin küçücük damlan taşan kısmın içinde çoktan eriyip gitti,'' dedi. - "Bak, dinle beni," dedi Furi. "Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur!"
- Bir keresinde, kendine korkunç işkenceler yapan bir hastam olmuştu. Ona neden böyle şeyler yaptığını sorduğum zaman, 'Bunları bana dünya yapmasın diye', karşılığını vermişti. Sonra, 'Dünyanın neler yapacağını görmek için biraz beklesenize', demiştim. O da 'Anlamıyor musunuz? Eninde sonunda oluyor bunlar, bu şekilde hiç olmazsa kendi yıkımımı kendim yönetiyorum.' diye yanıt vermişti.
- Carla çok yorgun görünüyordu. "Deb, nefretin hep hücrelerin içinde tıkılı kalması canıma yetti artık. Sonunda sesim kısılana kadar bağırabileceğim bu yere gelmeye karar verdim." Birbirlerine bakıp gülümsediler. "D"nin hiç de "en kötü" koğuş olmadığını, yalnızca en dürüst yer olduğunu biliyorlardı.
- - Gizlenmek isteyen kişi, unutma, çarpıtma ya da başka bir olay uydurma yöntemlerine başvurabilir. Bunların hepsi, acı verebilecek bir gerçekten kaçma yöntemleridir.
- Peki gizlenip güvenlikte olmanın ne sakıncası var?
- Ve çıldırmanın.
- Pekâlâ, çıldırmanın diyelim. Neden olmasın, onların bana yaptıklarından sonra!
- Aa, evet. Çok kurnaz bir biçimde, söylemeyi unuttuğum bir şeyi hatırlattın bana. Bir kamuflaj yöntemi de bütün suçu bir başkasına yüklemektir. Böylece başkalarının sana gerçekten yaptığı şeylerle ve senin kendine yaptığın, hâlâ da yapmakta olduğun şeylerle yüz yüze gelme zorunluluğundan Kurtulmuş oluyorsun. - Kaçık kişi, boynundaki ilmeği kopmuş biridir.
- Bütün hasta insanların hastanelerde olduğunu mu sanıyorsun sen? Siz kızlar, acı çekmenin tekelinizde mi olduğunu sanıyorsunuz?
- Tulumdayken gözüne bir saç telinin girdiği oldu mu hiç? diye sordu Deborah, zaman zaman gözüne bir saç teli ya da toz girdiğinde çektiği sıkıntılar gelmişti aklına. İnsan ellerini uzatamayınca, bu lanet olası küçük rahatsızlıklar dünyanın en büyük sorunu haline geliyordu.
- Adalet uygulanmıyorsa, namussuzluk örtbas ediliyorsa ve inançlarını koruyan insanlar acı çekiyorsa sizin gerçekliğiniz ne işe yarıyor peki?
- "Merhaba" dedi Deborah. "Merhaba... Böyle bir yer için biraz genç değil misin sen?" Miss Coral'ın ses yaşlı bir sesi ama sert değildi ve Güney eyaletlerinde yapıldığı gibi ikili ünlüleri yayarak konuşuyordu. "Genç olduğum için özür dilerim" dedi Deborah, yarı yarıya numara olan bir küskünlükle. "Bizim de herkes kadar deli olmaya hakkımız var."