...burada banliyölere özgü şirin ağaçlar ve sekoyalar hışırdar ve siz trenle aralarından geçer, geceleri üstlerine devasa gölgeleriniz düşerken ağaçlar baş başa verip sizi konuşur. Kaliforniya tarzı küçük çiftlik evlerini, gece olup da küçük çocukların uyudukları zaman düşlerinde, gökyüzünde demiryolu toprağı üzerinde sırf onlar için parlayan yıldızlar görecekleri ümidiyle dolup taşan oturma odalarında toplanıp yemek yiyen insanları görürsünüz, bu gece yıldızların çıkacağını düşünürler, meleklere benzeyen yıldızlar çıkar, kaybolur, ah Tanrım, keşke Kaliforniya'da yaşayan, güneş battığında sekoyaların ve incir ağaçlarının ötesinden, gökyüzünde sırf kendisi için parlayıp duran ümit ışığını seyredebilen küçük bir çocuk olsaydım.
Diğer Jack Kerouac Sözleri ve Alıntıları
- "kimseye kendi kafa karışıklığımdan başka vaat edebileceğim bir şeyim yoktu."
- Kötü bir niyetim yok. Sadece başka bir dünyaya gitmek istiyorum ben.
- Annem bir seferinde demişti ki, erkekler kadınların dizlerine kapanıp af dilemedikçe bu dünyaya huzur gelmez.
- Ben de çok özgür kaldım, çok dolaştım, çok açıldım.
Zihnimin içine çöreklenmiş o eski dünyayı yerinden söküp attım.
Galiba hep mutluluğu aradım ama mutluluğun yolu, mutluluğun harika, garip bir düş olduğunu anlamaktan geçiyor.
Zaman ise tozun bile demirden olduğu katranlı bir çukur sadece. - Mutluluk ve zevkten kendilerinden geçmişçesine dans ediyorlardı sokaklarda, bense ilgimi çeken insanlar söz konusu olduğunda hep yaptığım gibi peşlerinden sürükleniyordum, çünkü benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir, yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar, aynı anda her şeyi birden arzulayanlar, hiç esnemeyen, beylik laflar etmeyen, yıldızların arasında örümcekler çizerek patlayan ve en ortalarındaki mavi ışığı görenlere, "vay canına!" dedirten o muhteşem sarı patlayıcılar gibi yanan, yanan, yanan insanlar.
- Kutsal,kutsal,kutsal,kutsal..Hipodrom kutsal mı? At kutsal mı? Sen kutsal mısın papaz? Ben kutsal mıyım ha? Cehennem kutsal mı?
- Kutsal,kutsal,kutsal,kutsal..Hipodrom kutsal mı? At kutsal mı? Sen kutsal mısın papaz? Ben kutsal mıyım ha? Cehennem kutsal mı?
- Güneş kızıla bürünürken uyandım; ve bu, hayatımdaki belirgin vakitlerden biriydi, kim olduğumu bilemediğim tuhaf bir andı... Yuvamdan çok uzakta, yolculuktan usanmış ve bitkin bir halde, hiç görmediğim ucuz bir otel odasındaydım; dışarıdaki buharın tıslamasını, otelin eski ahşabının gıcırtısını, üst kattaki adımları ve bütün o mahzun sesleri işitirken çatlaklarla dolu yüksek tavana baktım ve yaklaşık on beş olağan dışı saniye boyunca kim olduğumu gerçekten bilmiyordum. Korkmamıştım, sadece başka biriydim, bir yabancıydım ve bütün yaşamım geçmişten bana uzanan ellerle dolu bir yaşamdı: bir hayaletin yaşamı...
- Otogarların zemini ülkenin her yerinde aynı; izmarit, tükürük ve sadece otogarların sahip olduğu bir hüzünle kaplı.
- Eriyen şeylerden bir okyanustu halimiz boğulmaktı, içinde yüzebilirdim; bütün o zenginlikten korktum ve bakışlarımı çevirdim.