bir parça pamuk ve ılık su ile kurumuş dudaklara değdirilen sessizlik. ayaklarını açıkta bırakan bir yorgan gibi. kimsenin anlamayacağı dertlerle gerçeklerle başımız dertteyken ve kendimizden daha yalan bir tanrı bulamıyorken; bekleyen... bekleyen... bekleyen sessizlik...
Diğer Umay Umay Sözleri ve Alıntıları
- yeryüzünün en güzel mektuplarını yazmak isterdim. mutluluğun için bunu yapardım. kendini kanattığın karanlık günler adına, bir anıyla, onu yazarak parçalamaz bir şekle dönüştürebilmeyi dilerdim. ama biliyor musun, senin alnına başarmanın acısı yazıldı... bu kadar ve başka hiçbir şey değil. şiirin alnına yazılan yazı; AYNI. birilerinin işi yoksa, canı isterse,
- Tenimin altında sarsılan minör, faydasız... Bir bulut gördüğüne yemin eden çocuk gibi sallıyorum aşkı. Yağmur çatı katlarını ve akvaryumları havaya uçurdu. Geriye kalan kanlı bir merhaba. Kahretsin, sevgilimin gözlerini öpecektim oysa. Gerilmiş bir ok gibi kalbimi yaralayan kirpiklerini...; ölümünü izleyecektim. Seni hiç sevmiyorum diyecektim...
- bir parça pamuk ve ılık su ile kurumuş dudaklara değdirilen sessizlik. ayaklarını açıkta bırakan bir yorgan gibi. kimsenin anlamayacağı dertlerle gerçeklerle başımız dertteyken ve kendimizden daha yalan bir tanrı bulamıyorken; bekleyen... bekleyen... bekleyen sessizlik...
- o'nu bir çocuk gibi öpmüştüm. dışarı soğuk, ölür diye içime sokmuştum. kaybettim... 'elimde bir tek ben kaldım yalancı' diye bağırırken. artık onu bulamam, çünkü donmama hakkımı kazandım.!!
- Sar bedenimi; kitabımdaki son paragrafta uyuyayım. O senin en sevdiğin kitap olsun. Bırak o korkunç şiirler okusun alnımızı. Bu kadar kırılmışken ve hala kırılabilecekken bırak sayfalar onarsın bizi. Hala ilk günkü kadar yakınım sıcak mürekkebe. Aşk senin kadehinde bakışımı delip geçerken anladım ... camdan bulutların altında yattığımızı, yağmur yağarsa ölebileceğimizi!..
- suyun ortasında duruyorum.
güvenilir bir uzaklıkta.
burada bütün tuzaklara hazırım.
şiir ne kadar aydınlatır ustalıkla gizlenmiş hazineyi?
Bulacaklarım dan kaybedeceklerimi çoktan düştüm...
sana rüzgârın süpürüp suya boşalttığı,
her şeyin arasından yazmayı istiyorum.
biliyorum şiirin ayakları yok kalkıp gelsin.
yeterince uzun kolları da yok sevip okşasın.
sadece ?kayıp bir dakikanın dedikodusudur' şiir... - yeryüzünün en güzel mektuplarını yazmak isterdim. mutluluğun için bunu yapardım. kendini kanattığın karanlık günler adına, bir anıyla, onu yazarak parçalamaz bir şekle dönüştürebilmeyi dilerdim. ama biliyor musun, senin alnına başarmanın acısı yazıldı... bu kadar ve başka hiçbir şey değil. şiirin alnına yazılan yazı; AYNI. birilerinin işi yoksa, canı isterse,
- Tenimin altında sarsılan minör, faydasız... Bir bulut gördüğüne yemin eden çocuk gibi sallıyorum aşkı. Yağmur çatı katlarını ve akvaryumları havaya uçurdu. Geriye kalan kanlı bir merhaba. Kahretsin, sevgilimin gözlerini öpecektim oysa. Gerilmiş bir ok gibi kalbimi yaralayan kirpiklerini...; ölümünü izleyecektim. Seni hiç sevmiyorum diyecektim...
- bir parça pamuk ve ılık su ile kurumuş dudaklara değdirilen sessizlik. ayaklarını açıkta bırakan bir yorgan gibi. kimsenin anlamayacağı dertlerle gerçeklerle başımız dertteyken ve kendimizden daha yalan bir tanrı bulamıyorken; bekleyen... bekleyen... bekleyen sessizlik...
- o'nu bir çocuk gibi öpmüştüm. dışarı soğuk, ölür diye içime sokmuştum. kaybettim... 'elimde bir tek ben kaldım yalancı' diye bağırırken. artık onu bulamam, çünkü donmama hakkımı kazandım.!!