Bir canlıda 'varolan psikolojik etmenlerin tümüne' bilinçaltı deyip çıkıyor işin içinden Sigmund Freud. Bir beyaz rus kadın yüzünden ustası Freud'la kanlı bıçaklı olan C.G.Jung ise bu tanımı daha da karmaşıklaştırarak, bilinçaltının bizzat bilincin içinde fing atan, psişik bir olgu olduğunu ileri sürüyor.
Diğer Ferhan Şensoy Sözleri ve Alıntıları
- Saçlarımı çok söylediler, kestim kökünden. Yusyuvarlak bir başla dikildim karşılarına, ürktüler. Saçlarımı çok söylemişlerdi. Bilmem biliyorlar mı, uzayacak saçlarım ve çok ürkecekler.
- Atatürk'ün Kıyağı
Demokrasi sözcüğünü herkes sevdiği bir sakız gibi, ağzının istediği oyuğunda çiğniyor, kimisi balon yapıp patlatıyor. Patlatır patlatır, demokrasi bu, boru değil ki.
Bir ırz düşmanı açısından bakıldığında, yolda gördüğü ve oylumlarını beğendiği her kadının zart diye bir kırmızı ışık dibinde ırzına geçilebilmeli. Irz düşmanı ismiyle yanlış kodladığımız adam, çünkü kendisi bir şeyin düşmanı değil, kadın cinsel organlarının ve çok sevdiği kendi cinsinin organının aşığıdır, içinde ırza geçme özgürlüğü bulunmayan demokrasiye, demokrasi mi der? Bir hırsız için demokrasi, özgürce çalabilmektir. Erbakan'ın demokrasiden anladığı, her kilometrede bir imam-hatip okulu açılmasıdır.
Biz demokrasi için kavga vermiş bir millet değiliz. Atatürk'ün zoruyla, çünkü o zorlamasa kimsenin aklına böyle bir kurtuluş savaşı da gelmiyor, bir bağımsızlık kavgası yaşamışız. Bunun sonucunda Atatürk, istese çok yakışıklı bir padişah olabilecekken, bize dev bir kıyak yapıp demokrasiyi armağan etmiş.
Armağan, hele ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyse bizim için bir değer oluşturmaz. "Size Sidney'den bumerang getirdim efendim!" Diye paketi uzatan dostunuza boş boş bakarken, hıyarağa getire getire ne getirmiş, diye düşünebilirsiniz. Böyle abuk hediyeler aldığımız ve nereye koyacağımızı, ne yapacağımızı bilemediğimiz çok olmuştur. Oysa sahip olmak için uğraştığımız, didindiğimiz güç bela edindiğimiz şeyler, bir bisiklet, bir cep telefonu, bir walk-man bizim için ne kadar değerlidir.
Bu yüzden Atatürk tarafından bize bir demet çiçek olarak sunulan demokrasinin değerini ve ne olduğunu bilmiyoruz. - Gemi yolculuğu boyunca aklım onlarda. O ekmekler bitince ne yiyecekler? Bu yolculuklara gitmesem onlara doğranacak ekmeği hangi parayla alacağım? Onlar bunu bilmiyorlar. Direnin, ondört gün sonra geliyorum sevgili kumrular. Onlardan başka hiçbir şeyim kalmadı hayatta. Onbeş gün boyunca burada beni bekleyecek, Özleyeceğim birileri var. Bu bumburuk ve fakat çok güzel, pek yaşamadığım bir duygu. İyi ki kumrularım var.
- Yemek dağıtımı başladı ucagimizda. Once birinci siniflar sonra biznes siniflar sonra siradan yolcular en son biz sigara icen adiler. On siralar kahve konyak muhabbetine gectiginde biz yemege basliyoruz. Olsun biz de fosur fosur sigara iciyoruziciyoruz o kerizler icemiyorlar. Sigarasiz kahve konyak icsen ne olur icmesen nolur hiyaraga! Cok aciyorum bu sigara icmeyenlere!
- "Gecikirse ki müdürler genelde gecikirler, müdür olmak onlara gecikme hakkını verir, o zaman siz de gider Muhtasar hanımla biraz lak lak yaparsınız ve fakat Muhtasar hanım yerinde değilse ki genelde değildir, o zaman n'olucak?"
- "Bir canlıda 'varolan psikolojik etmenlerin tümüne' bilinçaltı deyip çıkıyor işin içinden Sigmund Freud. Bir beyaz rus kadın yüzünden ustası Freud'la kanlı bıçaklı olan C.G.Jung ise bu tanımı daha da karmaşıklaştırarak, bilinçaltının bizzat bilincin içinde fing atan, psişik bir olgu olduğunu ileri sürüyor."
- "Ayıkla bilincin taşını."
- "Hiç bir okul, mesleğinin erbabanı mezun etmez, o mesleği seçmeye niyetli adaylar yetiştirir."
- "Dostluklar meyhanelerde perçinleniyor. İçmeden sevemiyoruz birbirimizi. Çok insancıl bir durum değil yani, ayık halimiz."
- "Ortada bir yobaz ordusu var. Avcılık ruhları da şiddetle gelişmiş, hiç aba gitmemekle birlikte, hepsinin pompalı av tüfeği var. Bir gün hep birlikte ava çıkacaklar. Biz de av olarak, salak salak dolaşıyoruz ortalıkta."