- Öyleyse ne diye yazdınız bunları? diyeceksin - AlıntıSöz

- Öyleyse ne diye yazdınız bunları? diyeceksiniz. - İşsiz-güçsüz olarak sizi de yeraltına sokup, kırk yıl sonra Durumunuz nicedir? diye sormaya gelsem, sizin karşılığınız ne olurdu? İnsan kırk yıl tek başına, işsiz-güçsüz bırakılır mı,efendim? Başınızı hor görürcesine sallayarak, belki de, - Bu ne utanmazlık, bu ne alçaklık! diyeceksiniz. Yaşamaya susadığınız halde, dolambaçlı mantık yollarıyla yaşam sorunlarını tartışmaya kalkışıyorsunuz. Hem sırnaşık, küstahça davranışlarda bulunuyorsunuz, hem de korkudan ödünüz patlıyor. Saçmaladığınız zaman keyfinize diyecek yok, ama küstahlığa başladınız mı, hemen ürküyor, özür üstüne özür diliyorsunuz. Bir yandan bize korkmadığınızı söylüyor,öte yandan yaltaklanmaktan geri durmuyorsunuz. Bizi hıncınızdan dişlerinizi gıcırdattığınıza inandırmaya çalışırken güldürmek için nükteler savuruyorsunuz. Nüktelerinizin bayat olduğunu bilmiyor değilsiniz, ama taşıdıkları edebi değer dolayısıyla da pek sevinmiş görünüyorsunuz. Belki gerçekten acı çektiniz, fakat çektiğiniz acılara hiç mi hiç saygınız yok! Söyledikleriniz doğru olmakla birlikte efendilik eksik sizde, gururunuz yüzünden, ufacık bir şeyi sorun yapıp içinizdeki gerçeğin ipliğini pazara çıkarıyor, değerini beş paralık ediyorsunuz. Bir şeyler söylemek istediğiniz anlaşılıyor,fakat korkudan son sözleri geveleyip duruyorsunuz. Açık konuşacak kadar kararlı değilsiniz, ürkekçe bir küstahlık sizinki. Anlayışınızla övünüyorsunuz, bir yandan da ikircimlerle (tereddütlerle) dolusunuz; çünkü kafanız işlediği halde yüreğiniz kötülük batağına gömülmüş; oysa yüreği temiz olmayanın anlayışı da kıttır. Ya o küstahlığınız, sırnaşmanız, kırıtmalarınız! Yalan, yalan, hepsi yalan! '

Diğer Fyodor Mihailoviç Dostoyevski Sözleri ve Alıntıları