- Fakat o kırlangıçlar bana kesin bir ders verdi. Kaşları alınmış bir kızın gözleri bana verilmiş olsa bile, yine o kırlangıçları izlemek isterdim. Kırlangıçlar bana dersin yalnızca yarısını vermişlerdi.
- Herkesin, diğerlerinin gösteriş için taktığı maskeleri birer birer çıkartana kadar, şeytan maskenin omuzlarına ve dudaklarına kimsenin anlayamayacağı çizgiler bırakır ...
- Köpekler tam olarak yalnız insanlardan başkasına gerçek anlamda ısınmazlar.
- En çok benzeyen tarafları duru gözleriydi. Gözleri bulanık suyu tamamen berraklaştırıp içme suyu haline getiren bir filtre gibi, üzerlerine düşen alemin kirliliğinin gölgelerinden tamamen arınabilen gözlerdi .Yalnızca bununla kalmıyordu. Bu filtreler dışarıya yönelik olarak da, durmaksızın arı su sağlıyor gibiydi. Bu iki insanın gözlerinden taşan sular dünyayı kaplayacak olsa, dünya kirlilikten tamamen arınmış olurdu.
- Duyguların hiçbirinin örtüşmeyeceği bir durumla karşı karşıya iken ''doğal davranış'' gibi bir şeyin söz konusu olabileceğinden emin değildi. Belki de en doğalı, doğal olmayandı.
- Eskiden muazzam bir resmin küçük bir uzay olduğunu düşünürdü ama artık aynı eserin uzayın düzeninin bir kırıntısı, meteor gibi bir şey olduğunu, düzenin dışına itilmiş, düzenin parçalanmasına işaret ettiğini düşünüyordu.
- İnsanın içindeki gerçeklik karşısında edilgen hale gelmesi gibi bir duygu dünyası, gebeliğin ne olduğunu bilmeyen erkekler söz konusu olduğunda ancak düşünce gücü gelişmiş bir erkek için olasıdır.
- ''Denizin dibine aşina değilsen körden farkın kalmaz.'' derdi bu balıkçılar. (Sf: 19- Can Yayınları)
- ''Bilmiyorum ben neden Yaslı ruhum Uçar denizin ortasında kusursuz Çıldırmış kanatların üstünde... '' (Sf: 28 - Can Yayınları)
- ''Kötüniyetler, iyileri kadar uzun ömürlü olamaz.'' (Sf: 48 - Can Yayınları)