- Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk le yüreğinin götürdüğü yere git..
- Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk le yüreğinin götürdüğü yere git..
- Yapmaya değecek tek yolculuk içimize yapacağımız yolculuktur
- Çok iyi anımsıyorum, bir kez babamla çıktığımız bir gezintide bir çalının yanından geçerken ölüp kurumuş bir bülbül bulmuştum yerde. Korkusuzca elime aldım ve babama gösterdim. "Yere koy onu" diye bağırdı babam. "Görmüyor musun, uyuyor." Ölüm aşk gibi konuşulmaması gereken bir konuydu.
- Her karşılaşma, her küçük olay kendi içinde bir anlam barındırır. İnsanın kendi kendini anlayabilmesi, onu kabullenebilme yetisinden, herhangi bir anda yön değiştirebilme becerisinden, kertenkeleler gibi mevsim değişikliklerinde eski deriyi terk edebilmesinden doğar.
- Akmayan gözyaşları kalpte birikirler; zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi, kalbi tıkayıp felç ederler.
- Ben beyaz duvarlı bir odada, bir yatağa bağlanıp bir yıl daha yaşamaktansa, bostanımdaki kabakların arasına yüzüstü düşmeyi yeğlerim.
- Çınarın altına oturduğunuzda kendiniz değil, çınar olun, ormanda orman, kırda kır, insanlar arasında insanlarla olun.
- "Akmayan gözyaşları kalpte birikirler, zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi kalbi tıkayıp felç ederler."
- Şimdi biliyorum ki sevgi güç ister, sevmek için gözü pek, yürekli olmalı.