- Lord livingston bir şey demek istercesine boğazını temizledi. Biraz bekleyebilir misiniz? Bayan Lewis Kapıda durdum. Evet, tabii. Teşekkürler dedi. Ne için? Bana olanları gösterdiğiniz için. Başımı iki yana salladım. 'Anlamadım. ' Lord livingston bir iç geçirerek, o kadar kederliydim ki çocukların bana ihtiyacı olduğunu fark edemedim dedi. ... Öyle ya da böyle son zamanlarda kötü bir baba olduğumun bilincindeydim zaten. Siz kötü bir baba degilsiniz, dedim. Çocuklarınız sizi çok seviyor. Şey dedi, telafi etmem gereken şeyler var. Durumu anladığımı belirtircesine başımı salladım. İşe abbott ile başlayabilirsiniz. Aklında hala istediği maket uçak var. Öyle mi? Evet, dedim. Babası onunla birlikte maket uçağını ucursa daha iyi bile olacaktır. ... Ben , durdu ve sıkıntılı bir ifadeyle yüzüme baktı. Bunu düşüneceğim. Şey diye ekledim. Resim eşyalarını göstererek, hediyelerimiz için teşekkür ederim. Çocuklara baksam iyi olacak.
- "Her şeyi istediğimiz gibi planlayabilir, dileyebilir, ümit edebiliriz. Ama bazen işler kendi bildikleri doğrultuda giderler..."
- "...Yıllarımı mutluluğun peşinden koşarak geçirdim. Ama mutluluk büyümene yardım etmez. Bunu sadece mutsuzluk yapar..."
- Güneş her zaman dünyamın küçücük köşesine vururdu.
- Çoğu savaş dönemi kurgusunda kadınlar unutulur ama aslında onların savaşlardaki katkısı etkileyicidir.Dünya savaştayken ve erkekler gitmişken askerlere dönebilecekleri güvenli bir yer veren ve hayatı devam ettiren kadınlardı.
- İkiniz de büyük şeyler yaşadınız. Yaşananları hiç değişmeden atlatamazsınız.
- " İnsan çoğu şeyle mücadele edebilir ama seveceği kişiye asla kendi karar veremez. Kalbin seçtiği kişiyi istese de değiştiremez."
- Her kıtlığın sonu sel baskınıdır. (syf 130)
- Çoğu insan tam şu anın tüm hikayenin özü olduğuna inanır oysaki gerçek bundan çok daha engin, çok daha özgürdür.Rüzgar yıldızlara kadar eser,denizi derinlerine kadar köpürtür,gelip geçici hayatlarımıza rağmen gezegeni çepeçevre dolaşır,deşer. (syf 130)
- + Tanrı'ya inanıyormusuz, Bayan? - Hayır. - Siz? dedi Cata, inanıyor musunuz? + evet dedi adam aynı çabuklukla. - Sizce sizi Tanrı mı kör etti? Eğer öyleyse sizi bu kadar acı çektiren birisini nasıl seversiniz? + Dünya acı üzerine kurulmuştur ve biz de bu dünyaya doğduğumuzdan beri daima acı çekiyoruz. Savaşlar,kin,nefret ve fikir ayrılığı yüzünden birbirimizi öldürüyoruz, oysaki hepizin ruhu aynı maddeden yapılmış. Sizin gözünüzün görme yetisinin, gercek çileniz olmadığı ve benim her dakika cennetten harikalar görmediğim ne malum? (syf 132)