- Acaba bir gün bu metafizik olguların, ruhtaki bu kendinden geçme anında ve uykuyla uyanıklık arasında beliren gölgeler yansımasının sırrı anlaşılacak mı ? 15
- Dondu o anda düşüncelerim; içimde acayip bir hayat oluşuyordu. Varlığım çevremdeki bütün varlıklarla, etrafımda kımıldaşan bütün gölgelerle bağlantı kurmuştu. Ta derinden, çözülemez bir biçimde dünya ile birleşmiş, varlıkların ve tabiatın ahengine katılmıştım. Benimle tabiatın bütün unsurları arasında, görünmez tellerle, bir ıstırap akımı başlamıştı. Hiçbir fikir ve hayal, bana gayritabii gelmiyordu. Eski minyatürlerdeki rumuzları kolaylıkla çözebilir, çetin felsefe kitaplarındaki sırlara, biçim ve türlerdeki ezeli aptallıklara erişebilirdim. Çünkü o anda yeryüzünün, gökyüzünün dönüşüne, bitkilerin büyümelerine, canlıların devinimlerine katılmıştım, ortaktım onlara. Geçmiş gelecek, yakın uzak, his hayatımla eş ve ortak olmuşlardı. 26
- Tanrı gerçekten var mı, yoksa kutsal imtiyazlarının korunmasını gözeten bu yeryüzü güçlüleri tarafından, vatandaşlarını daha da rahat sömürebilmek için, kendi tasarılarına göre mi yaratılmıştır. 63
- Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları,olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya.Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim.-Çünkü benim için hiç bir önemi yok, inanmış inanmamış başkaları.-Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.-Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı onurca yutmak, yok etmek isteyen gölgeme. İşte onun için denemek istiyorum: Birbirimizi ola ki daha iyi tanırız. Uzun zamandır başkalarıyla bütün bağlarımı koparmışım, kendimi daha iyi tanımak istiyorum.
- Birden gözlerinde, onun o sonsuz iri gözlerinde, bir gözyaşı selinde siyah elmaslar gibi yüzen ıslak, ışıl ışıl gözlerinde hayatımın bütün ıstıraplı macerasının kayıp gittiğini gördüm. Sayfa: 24
- "Onun hiçbir zaman ölmemesi gerektiği aklıma geliyordu. Bu sesin bir gün susacağına inanamıyordum." Diri Gömülen, Sadık Hidayet s.9
- "Bedenleri toprağın altında çürüyüp ayrışmış olan ölüleri kıskanıyordum. Hiç bu denli bir kıskançlık hissi uyanmamıştı bende. Ölümün kolayca herkese verilmeyen bir mutluluk, bir nimet olduğunu düşünüyordum." Diri Gömülen, Sadık Hidayet s.10
- "Birkaç milyon insan arasında sanki kayığa binmiş ve denizde kaybolmuş gibiydim. Beni rezil ederek toplumdan kovduklarını düşünüyordum." Diri Gömülen, Sadık Hidayet s.11
- "Hiç kimse intihara karar vermez. İntihar bazılarına mahsustur. Onların yaradılışında vardır. Herkesin yazgısı alnına yazılmıştır. İntihar da bazı kimselerle birlikte doğmuştur. Ben, yaşamı sürekli alaya aldım. Dünya, tüm insanlar, gözümde bir oyuncak bir rezillik, boş ve anlamsız bir şeydir. Uyumak, bir daha uyanmamak istiyorum, rüya görmek de istemiyorum." Diri Gömülen, Sadık Hidayet s.16
- "bütün kaygım, bunca zahmetten sonra sağ kalmaktı." s.20