- 'Bana istenecek bir şey söyle,uğruna can verilecek bir şey söyle,hemen dört elle sarılayım'
- ''..Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanların boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günler oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor... Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini . O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz..''
- İnsanlara ne kadar muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu.
- İnsanlar arasındaki münasebetleri tanzim eden amiller ne kadar gülünç, ne kadar dıştan, ne kadar boş ve bilhassa asıl insanlıkla ne kadar az alakası olan şeylerdi...
- İnsanlar, birbirinden hiçbir şey anlamayan insanlar, beni buradan da kaçırıyorlardı.
- Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanların boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum,bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum.Bu nefret falan değil...İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile...Sadece bir yalnızlık ihtiyacı.
- Herşeyi içinde boğmaya mecbur olmak diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?
- Dünyada bana hiçbir şey, tabiattan melül bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir.
- Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?
- Evde sizi karşı karşıya oturur buldum. Evvela hiçbir şey anlamadım. Sonra birdenbire ruhumun bütün çirkeflikleri boşandı. Fakat ne yapabilirdim? Kendi ruhunun pisliğini bu kadar yakından gören bir adam başkalarının temiz olacağına inanabilir mi?