- Hayal, gerçeği hep istediği biçimde kurar; ama gerçek, hep kendi biçiminde oluşur.
- Güvenim yitikti - bir daha geri de gelmez güven; bir kez yitince, sonsuza dek yitiktir.
- Kişi geçirdiği koskocaman yaşamın yükünü omuzundan atıp, nasıl 'yepyeni' , 'en baştan' başlasın ki yaşama: sanki 'yeniden doğarak' - bunu istedim ben, olacağı yoktu - zaten(nitekim) olmadı da...
- "Düzeltmek için çok geç" dedi Kırmızı Kraliçe: bir şeyi bir kez söyledin mi; bu onu kalıcı hâle getirir; artık, sen de onun sonuçlarına katlanmak zorundasındır.
- "yaşamda yapabileceklerin, zaten, yapabildiklerin olacak - ama yapabildiklerin, yapabileceklerinden daha az olabilecek : ıskalayabileceksin - bundan da korkma, kaçınma; zaten, yapabileceklerini yapabildiklerinden ayrı, bağımsız olarak saptayabilseydin, 'herşeye kadir' olurdun! yapabileceklerine boşver - yapabildiklerini yap!"
- "Korkuyorum - aynı şeyleri yeniden yaşamak istemiyorum" dedin: Önceden başkaları ile birlikte yaşadıkların vardı tabii ki anılarında: onlar, şimdi, yaşamaya girişme durumunda olduğun "yeni"ye, sanki, bulaşan, "eski"lerdi.
- 'Sadakat', kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması, ve o yeri hep onun için korumasıdır; 'sadakatsizlik' de, kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması, ve o yerin korunmasını savsaklamasıdır; 'ihanet' ise, kişinin, o yerine, başka bir kişiyi sokması/174
- ... hiçbir ilişkide 'haklı yan' yoktur ?'hak', hemen hep eşit ölçülerde her iki 'yan'ındır...
- Güven saf birşeydir, epeyde güçsüzdür - düşünülmemiş birşeydir, kendiliğinden olur: vardır ya da yoktur. Benim sözünü ettiğim 'kuşku duymama' ise bilinçlidir, düşünülerek takınılmış bir tavır, her seferinde yeniden düşünülerek bulunulan bir eylemdir.
- Biz, artık ayrı olabiliyor idiysek, sen ile ben arasındaki şu 'ile', artık yok demektir.