- Dağılın kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz. Kapı kapı dolaşıp dileniyoruz. Son kapıya geldik. dünya tarihinde eşi görülmemiş bir duygululukla ve kendini beğenmişçesine ve kendinibeğenmişçesinesankibizdenöncebirşeysöylenmemişçesinegillerden olmaktan korkmadan kapınızı yumrukluyoruz. Dilenciler krallığının en küstah soylusu olarak kişiliğimizi burnunuza dayıyoruz. Dinden imandan çıktık. Deli dervişler gibi saldırıyoruz. Açın kapıyı!
- ben özel teşebbüsüm Olric herkesle birlikte kalkıp herkesle birlikte oturmam.
- Yapacağım. Ve düşüneceğim. Ülkemizde suç sayılan ne kadar şey varsa hepsini yapacağım.
- Düşünmek hayatı ne karmaşık bir biçime sokuyor.
- Hiç bir şey yapmadan, aptalca bir düzen içinde yaşarken kimse görmüyordu. Sonra, alışılmışın dışında en küçük bir davranışını görüyorlardı. Nasıl görüyorlardı acaba?
- Ya küçük kalsalar, ya da birden büyüseler. Bu yavaş büyüme dayanılmaz bir şey.
- Hayır insanları seviyormuş ama genel anlamda, bunun dışında kimseye tahammülü yokmuş.
- Masalın nerede bittiğini, hayatın nerede başladığını fark edemiyorum. Bazen, suratıma bir garip bakıyorlar; o zaman uyanır gibi oluyorum.
- Bu son savaşımız olacak Olric. Yorgun ordumuz son savaşını veriyor. Askerler yorgun ve isteksiz. Zafer ya da yenilgi onlar için aynı anlama geliyor. Artık savaşmak istemiyorlar.
- Ne kadar iyisin Olric. Benim bütün ihanetlerime göz yumuyorsun ve bana doğru yolu göstermiyorsun.