- Ben böyle adamları sevmem Olric. Sizin gibi bir adam efendimiz. Ben, benim gibi olanlardan hiç hoşlanmamışımdır. Ne sıkıcı bir karşılama olurdu. Bu kadar şiddetle karşı koymanızdan, bu düşüncenin size çok yabancı gelmediği kanısındayım efendimiz. Öztürkçe konuşan bir Olric: seni gülünç buluyorum. Yeter artık: bu konuşmayı çok uzattık. Kitapçı farkedecek. Masanın üstüne bir Gorki daha koyun efendimiz: ağzı kapanır. Adamın ağzını açtığı yok Olric. Kağıt da alın biraz: kitapçı sevinir. Yeni bir yazar doğuyor, diye mi? Beni kandıramazsın Olric: gülünç olurum sonra. Biraz önce gülünç olmayı göze alan ve bu nedenle rahmetli Don Kişot' u örnek veren siz değil miydiniz? Kitaplar senin terbiyeni bozuyor Olric. sf. 582
- ... gizli biriktirdiğimiz paralarımızı da çabuk bitirmeyelim. Bir organımızı kaybetmiş gibi oluruz. Henüz yerini nasıl dolduracağımızı bilemediğimiz bir organ, bu para denen şey. sf. 582
- İnsanları artık olmaları gerektiği gibi düşünmek istiyorum. İnsanlar, artık aydınlara verdikleri umumi vekaletnameyi geri alsınlar istiyorum. sf. 584
- İnsanlarla görüşmek istiyorum: acaba kabul günleri ne zaman, biliyor musun? sf. 585
- Gittikçe eskici oluyoruz Olric. Ne yapalım efendimiz. Yeniliklere yetişemiyoruz. Doğru. Nefes nefese kalıyoruz. Erkeklik bizde kalsın. Olup bitenleri de izlemiyoruz. Eskiye bağlılığımız bir şey bildiğimizden değil. Eskisi bundan kötü olamaz ya, diyoruz. Tam da bilmiyoruz yeniyi. Onlar utansınlar Olric. sf. 590
- Bu sabah uyandığım zaman, gecenin sıkıntısı göğsümden kalkmamıştı. Demek ölüm bu, diye düşünüyordum. Sabahları uyandığıma sevinemiyorum. Gecenin sıkıntısı, öğleye kadar sürdüğü için, sabahın verdiği diriliği yaşayamıyorum. Öğleden sonra da akşamın hüznü çöküyor. sf. 595
- İnsan Kafka' yı okuyamazsa... bitiktir işi. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. sf. 598
- Böylec, doktorlara ve tıp bilimine güvenimi kaybettim... Sağlam olan yanlarımı, bildiğim bir dille anlatıyorlar. Hastalığıma gelince, Latince' ye başvuruyorlar. Onlara güvenim kalmadı. sf. 599
- İçki içmemek düşüncesi beni korkutuyordu. Kitap okuyamamak düşüncesi beni korkutuyordu. Günseli ' yi sevecek gücüm, isteğim kalmaması ihtimali beni korkutuyordu. sf. 599
- Kimse, karşısındakinin parçalanışını görmek istemiyor. sf. 603