- "Can sıkıntılarını da sizinle yaşar mıydı?" diye sordu. Bazı günler çabuk tükenirdi, ne yapacağını bilemezdi. Böyle zamanlarda hemen yatağa uzanır ve hiç kıpırdamadan uzun süre yatardı. Cansıkıntısını sessizce yaşardı benimle. Bir yandan da dinlenirdi. "Cansıkıntısıyla dinleniyorum ancak," derdi.
Sıkılırken dinlendiğimi anlamıyorum. İçimin yeni heyecanlar için dolduğunu hissetmiyorum. Fakat, bilmeden yeni yaşantılara hazırlıyorum kendimi. İçimde bir Selim ölürken kalan bütün gücüyle yeni bir Selim yaratıyor. - Tanrım! Hep önsözlerde kalıyorum.
- Sevdiği yazarlara korkuyla karışık bir saygı duyar; aynı zamanda, onları, günlük basit olayların kahramanı olarak gösterip alay etmekten kendini alamazdı. Onları, hayalinde gülünç duruma düşürerek kendilerini beğenmelerine engel oluyormuş. onlara kızıyordu: ?Bana hayatı zehir ediyorlar. Bütün yaşantımı etkileyerek benim için hayatı yaşanmaz bir cehenneme çeviriyorlar [...] Aynı zamanda bütün yazarlar gibi olmak, bir anda hepsine birden benzemek arzusu onu yoruyordu. Aslında, önsözleri gerçek bir merakla okuyor ve onların hayatlarını kafasında didik didik ediyordu. Dedikoduyu sevmeyen selim, edebiyatçılardan bahsederken, gerçek bir dedikoducu kesiliyordu [...] Böyle anlarda alay ve ciddiyeti karıştırıyor, kendisinin de hangi yanda olduğunu bilmiyordu. Bu kadar çekiştirdiği halde yazarlar hakkında başkasına söz söyletmezdi. Okuduğu bir yazarı beğenmeyecek olursanız, hemen kavga çıkarırdı. Sonra gene tahminler yapar dedikoduya başlardı.
- Bütün alçakgönüllülüğüm, bütün iyiliğim daha doğrusu iyi olduğum anlar, başarısızlığımdan ileri geliyor. Başarısızlık korkusu, kötülükleri denemeye engel oluyor.
- Hayatım, hayatımın romanıdır.
- Bir kere doğduk yaşayacağız.
- Öyle bir savaşa giriyorum ki Olric, bizi İsa bile kurtaramaz.
- Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.
- İnsan yalnız kaldığı zaman öyle şeyler düşünüyordu ki aşk bunların yanında küçük bir yer tutuyordu. Sevdaya zamanı yoktu.
- Aşk bir zayıflıktı ve insanın başka güzellikleri görmesine engel oluyordu.