- Beynimi yıllık izne çıkarmak istiyorum.
- Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yalvarıp yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız. Gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişkisiz, dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız. Dünyada çok yalan var albayım.
- İnsanlar her şeyi duyuyorlar. Bunun için de çabuk tükeniyorlar, hiçbir şeye şaşmaz oluyorlar zamanla.
- Fakat ne yazık ki, insan hayatında trajedi daha çok albayım. İnsan, çarkları tersine çeviremiyor. Ah, ne olurdu bazı sözleri hiç söylememiş olsaydım! Seni, bütün kötülüklerinle birlikte seviyoruz, diyorlar ya, ondan istemiyorum işte. Sevseler de neden hiç unutmuyorlar?
- Genel af, aslında değişik bir işkence yoludur. Yoksa affederler miydi? Dünyada bedava hiçbir şey yoktur albayım.
- Yaşamak, yaşlanmak demektir. Ölmek demektir.
- Yaşamamış birinin ölü yargılarıydı bu kararlar.
- Bazı insanlar bazı şeyleri hayatlarıyla değil, ölümleriyle ortaya koymak durumundadır. Bu bir çeşit alın yazısıdır.Bu alın yazısı da başkaları tarafından okunmazsa hem ölünür ve hem de dünya bu ölümün anlamını bilmez; bu da bir alınyazısıdır ve en acıklı olanıdır. Bir alın yazısı da, ölümün anlamını bilerek, ona bu anlamı vermesini beceremeden ölmektir ki, bazı müelliflere göre bu durum daha acıklıdır.
- Kötülüğüm, kelimelerin arasında kayboluyor.
- Peki nasıl kötü oluyorum? Zamanla. Doğru. Zaman her şeyi hallediyor değil mi albayım?