Bana sonsuzluğa dair bir şey söyle. De ki varlığıma, de ki varlığına, de ki mutlak olana açılan yollara inancım pekişsin. Var olmuş olduğundan ve dahi var olmuş olacağından emin olayım.
İçinden şiirsiz geçilemeyecek kadar derin gözleri vardı.
Var olmak için yok olmaya neden rıza göstermem gerektiğini. Ya da daha güç olanı, yok olmamak için var olmamaya razı olmam gerektiğini. Hiç olmazsa bunları çözebilsem, hiç olmazsa. Çözemedi.
Gördüğün ışıklar ikinci kez baktığında hep yok oldular. Ona git ki sen de yok olan ışıklardan olmayasın.
Çünkü onlar, görünmezde olana değil, görünürde olana kıymet verecekler.
Kendimi korumak için korunaksızlığımı arttırmaktan başkaca da bir işe yaramayan şeyi, en iyi susmayı biliyorum.
Anlarız yine yanlış dileği tutmuşuz büyülü suyun başında. Oysa, Ya Rabbi bize saf olanı ver, demeliymişiz.
Kim beni görünür kılan? Kim o olmazsa ben olmayan, ben olmazsam o olmayan?
Oysa nakkaş, su ve gece gibi yakışabilirdik birbirimize. Kaybolabilirdik birbirimizin gurbetinde. Öyle yok olabilirdik sonsuzluğa seyr ü seferde. Aramızda uzak olan ne?
Gözleri şehrin üstünden geçen yağmur bulutları kadar gri iken, yağmur bulutları kadar ıslak geçerken ömrümden, gözleri kentin kalabalığında yalnızlığıma, asırlara sinmiş yalnızlığıma bir anda dur diyecekken.
Konstantin Stanislavski
Tami Hoag
İvan Aleksandroviç Gonçarov
Edgar Allan Poe
Oya Baydar
Mo Yan
Füruğ Ferruhzad
Orhan Duru
Cemalnur Sargut
Beşir Ayvazoğlu