Dünyayı bensiz kılmıştım da beni dünyasız kılamamıştım. Olmadı kısacası. Yokluğun yolu bilinmemekten değil, bilmemekten geçiyordu, anladım.
İnsan kendi ruhunun labirentlerinde dolaşıyor. Kendisini tanıyor. Bir zamanlar olduğu kendisini arıyor. Yalan! Aslında her geçmiş kendi sahibini arıyor.
''Hayat her yerdedir. Etrafımızdaki dünyada değil bizim içimizdedir.''
Aynı ülkenin bambaşka şehirlerinden gelmişiz. Ben Karadeniz'in kıyısında doğup büyümüşüm de sen Izmir'denmişsin. Ben cılız bir suymuşum da sen başına buyruk akmayı severmişsin.
Herkesin payına bir şey düşüyor şu dünya aleminde. Kimi oyle kimi böyle. Kimi öncesinde kimi sonrasında. Kimi kendini koruyor kimi saldırıyor. Kimi susuyor kimi söylüyor. Kimi inanıyor kimi yalanlıyor. Kimi seviyor senin gibi kimi kaçıyor benim gibi. Sonra, kimseyi vuramayınca hayata kendini vurduruyor. Bir ben. Eyleyemedim. BEN YÜZMEYI SIĞ KIYILARDA ÖĞRENDIM . DENIZIN DIBINDEKI UCURUMLARI GÖRÜNCE GERİSIN GERİ DÖNÜVERDIM...
Bakışlarındaki ifadeyi bir kağıda yazsan bu kadar açık okuyamazdım. O kadar hayasızdim...
Unutmak affetmektendir. Aşkın olduğu yerde açılmaz affın kapıları. Oysa kalbim tanık sen beni affettin...
Bir tarafta bütünüyle kaybedilmiş bir gelecek -adı aşktı- , öbür yanda sonsuza değin kirlenmiş bir hatıra -kendi hatırası- . Bari biri kalsaydı...
İntihar arzusunun bazen ne kazalara sebebiyet verdiği ise Mücella'nın akıldanelik sediri üzerinde öğrendiği son şey oldu...
Zuleyha kırmızılar içinde ,yanakları daha kırmızı ;dilinde zehirli çiçekleri alevi,böyle dil döktü saatlerce.Yusufun gözleri bir an bile dikili olduğu yerden kaynadı,Allah sahitti. Zuleyha ne kadar atesse Yusuf o kadar iffetti.
Nuri Pakdil
Charles Darwin
Sigmund Freud
Hasan Ali Toptaş
Chris Cleave
Aldous Huxley
Bernard Lewis
Peyami Safa
Kemal Sayar