Mavi, bu kadar güzel miydi ve bütün bu sükûnetler neyin bedeli? Şefkat her şeyin, acının bile üstesinden gelebilir mi?
O zaman anlıyormuşum ki bir başka zaman, başka bir mekan mutlaka varmış. Hakikat. Varmış. Ve varsaymış o bulutların arkasındaymış. Görünürdeki varlığım bu kadarsa varlık içinde varlık varmış. Gerisi bir rüyaymış.
Aşikâr, dünya zindanındayım.
Eğer ezel gününden bir esinti beni bulacaksa feda edilecek her şey o ân-ı seyyâleye feda olsun.
İçimde çok büyük bir ağlamak var. Bin yıllık gözyaşıyla ağlamak istiyorum.
O günden sonra Mısır'ın lisanına, sadaka vermek anlamına gelen bir deyim yerleşti: Züleyha'nın gülümsemesi. S.67
Züleyha ne kadar ateşse Yusuf o kadar iffetti. S.103
Aşk çok şeymiş ama onun da manası haline göreymiş. Aşk olsaymış kıvamı bozulmazmış. Bir kalbi buraya, kalpsizlik toprağına savrulmazmış. Onun ki aşk değilmiş başka birşeymiş. Aşk değil tenmiş. Sen değil benmiş. Sevda değilmiş hışımmış. Belaymış. Kerbelaymış. Ve haklıymış Adem. Haklıymış habercilerin ilki. Bela aşktan büyükmüş. Allah hepsinden.
?Züleyha, Yûsuf?a bir mektup yazmaya başlayınca Yûsuf diye başladı, Yûsuf diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha?nın lügatinde Yûsuf?tan öte sözcük yok."
?Züleyha, Yûsuf?a bir mektup yazmaya başlayınca Yûsuf diye başladı, Yûsuf diye bitirdi. Gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde ser-nâmeden öte kelam yok. Ve Züleyha?nın lügatinde Yûsuf?tan öte sözcük yok."
Paulo Coelho
Afşar Timuçin
Arthur Conan Doyle
Richard Brautigan
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Ahmet Haşim
Cemal Süreya
Samiha Ayverdi
Honore de Balzac (Honoré de Balzac)
Anton Çehov