Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. Gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. Sadece rastlantı bir şeyler söyler bize. Onun diyeceklerini çingenelerin kahve falı bakması gibi karineyle çıkarırız.
Ama güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzler çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar.
"Bir kısır döngü," dedi Sabina. "Müzik gitgide daha yüksek çalındığı için insanlar sağır oluyor. Ama insanlar sağır olduğu için müziğin daha da yüksek çalınması gerekiyor."
Peşine düştüğümüz hedefler hep bir parça sislerle örtülüdür. Evliliği özleyen genç kız bilmediği bir şeyi özler. Ün peşinde koşan gencin ün denen şey hakkında en ufak bir bilgisi yoktur. Attığımız her adıma anlamını veren şey o adım hakkında hiçbir şey bilmememiz gerçeğidir.
Terörle yönetilen bir toplumda, hiçbir ifade ciddiye alınamaz. Hepsi güdümlü, zorlamadır ve bunları görmezlikten gelmek her dürüst kişinin görevidir.
İnsan hayatı ancak bir defa yaşanır ve kararlarımızın hangilerinin doğru hangilerinin yanlış olduğunu kestiremememizin nedeni, verili bir durumda ancak bir tek karar verebilecek olmamızdır; ikinci, üçüncü ya da dördüncü bir yaşamımız yok ki çeşitli kararlarımızı birbirleriyle karşılaştıralım.
Bir Marslının arabasına koşulan ya da Samanyolu sakinleri tarafından şişte kızartılan bir insanoğlu belki tabağındaki dana pirzolasını hatırlar da, inekten (çok geç olarak!) özür diler.
Gerçek insan iyiliği, ancak karşısındaki güçsüz bir yaratıksa bütün saflığı ile, özgürce ortaya çıkabilir. İnsan soyunun gerçek ahlaki sınavı, temel sınavı (iyice derinlere gömülmüş, gözlerden uzak sınavı) onun, merhametine bırakılmışlara olanlara davranışında gizlidir: Hayvanlara. Ve işte bu açıdan insan soyu temel bir yenilgi yaşamıştır, o kadar temel bir yenilgi ki, bütün öteki yenilgiler kaynağını bundan almaktadır.
Dehşet bir şoktur, mutlak bir körleşmenin zamanı. Dehşette en ufak güzellik yoktur. Bütün görebildiğimiz bizi bekleyen bir olayın delip geçici ışığıdır. Öte yandan, hüzün olacakları bildiğimizi varsayan bir tavırdır.
Yürek konuştuğunda, akıl karşı koymayı yakışıksız bulur.
Mark Twain
Adam Fawer
Ahmet Altan
Jiddu Krishnamurti
Carl Gustav Jung
Ömer Seyfettin
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Tarryn Fisher
Oya Baydar
Sema Kaygusuz