Düzen isteği aynı zamanda ölüm isteğidir, çünkü yaşam düzenin aralıksız çiğnenmesidir.
... Çünkü bu dünyada önemli şeyler açıklamasız ve nedensiz, varlık nedenlerini kendilerinden alarak gerçekleşirler.
Kıskançlık beyni coşkunluk veren bir kafa çalışmasından çok daha fazla oyalar. Beynin bir tek boş anı yoktur. Kıskançlığın pençesine düşen can sıkıntısı nedir bilmez.
Geçirdiği, kaçırdığı, kendiliğinden yan çizdiği, hatta hiç karşılaşmadığı tüm fırsatların özlemini çekiyordu.
Yaşam ölümden daha güçlüdür, çünkü yaşam ölümle beslenir! (sf 77.)
"İnsan bir parça zeki doğmuşsa, doğuştan yabancıdır..."
"Yaşadığı yeri terk etme arzusundaki insan, mutsuz bir insandır."
Aynaların olmadığı bir dünyada yaşamış olduğunu farzet. Yüzünü düşleyecektin. Yüzünü sendeki bir şeyin bir tür dışa yansıması gibi tasarlayacaktın. Ve sonra sana 40 yaşlarında bir ayna verildiğini düşün. Ne biçim bir dehşete düşerdin biliyor musun? Bütünüyle yabancı bir yüz görecektin! Ve şimdi reddettiğin şeyi açık seçik anlayacaktın: Yüzün sen değilsin!?
Unutma, benim iki yüzüm var. Bu özelliğimden belirli bir zevk almayı öğrendim, buna karşın, iki yüzü olmak kolay değil. Çaba gerektiriyor, disiplin gerektiriyor! İsteyerek ya da istemeyerek, ne yaparsam yapayım, yaptığım şeyi iyi yapma tutkusuyla davranırım ben, bunu anlaman gerekir. Bunu, işimi yitirmemek için yapıyor olsam da. İnsanın kusursuz biçimde çalışması, aynı zamanda da o işi hor görmesi çok zordur.
Ebedi Dönüş düşüncesinde gizemli bir yan vardır ve Nietzsche öteki düşünürleri sık sık şaşırtmıştır bu düşüncesiyle; düşünün bir kere, her şey tıpkı ilk yaşandığı biçimiyle yineleniyor ve yinelenmenin kendisi de sonsuza kadar koşuluyla yineleniyor! Ne anlama gelir bu çılgın mitos?
John Fante
Sibel Eraslan
Nihat Behram
Tezer Özlü
Nazan Bekiroğlu
Desiderius Erasmus
Halil Cibran
Thomas Mann
Nikolay Vasilyeviç Gogol
Oğuz Atay