Cevabı olmayan sorular neye yarar?
Şimdiki zamanın bizi hangi geleceğe götürdüğünü bilmezsek, şimdiki zamanın iyi ya da kötü olduğunu, onu benimsememizi, kuşku duymamızı ya da nefretimizi hak edip etmediğini nasıl söyleyebiliriz?
Kendi hayatını, başkalarının eline tutuşturduğu bir kullanma kılavuzuna göre okumamış mıydı?
Geldiğimiz ülkelerin felaketi hiç bir umutlarının olmayışında.
Attığınız her adımın kontrol edilip kayda geçirildiği, büyük mağazalarda kameraların bizi gözetlediği, insanların geçerken birbirine sürekli sürtündüğü, insanın, ertesi gün araştırmacılar ve anketçiler tarafından sorguya çekilmeden sevişemediği ("nerede sevişiyorsunuz?" "haftada kaç kez? " "prezervatifle mi, prezervatifsiz mi?") bu dünyada, bir insan nasıl olur da kaybolur hiç iz bırakmadan yok olur?
Ne var ki duygulara kimse karşı koyamaz, oradadırlar ve her türlü bastırma girişiminden bağımsızdırlar. İnsan, yaptığı bir hareket, söylediği bir söz yüzünden kendine kızabilir ama yaşadığı bir duygu yüzünden kızamaz, çünkü duygularımız üzerinde hiçbir gücümüz yoktur.
Sizi uyarıyorum. Cinsel yaşamın gerçekten tadını çıkaranlar, çok küçük bir azınlıktır.
" Suskunluğu başkalarının gözünün önünde sürdürmek zordur. ... Oh, hayır, hiçbir aşk suskunluğun üstesinden gelemez. "
"Özgürlük mü? Sefaletinizi yaşarken mutsuz ya da mutlu olabilirsiniz. Özgürlüğünüz işte bu seçimi yapmaktan ibarettir."
"Ama bu durumda, yaşamın yüceliği nerede? Yalnızca tıkınmaya, çiftleşmeye, tuvalet kağıdına yazgılıysak, kimiz biz? Ve elimizden yalnızca bunu yapmak geliyorsa, bize söyledikleri gibi, özgür varlıklar olmaktan nasıl gurur duyabiliriz?"
Gustave Flaubert
Arundhati Roy
Füruğ Ferruhzad
Ahmet Turgut
Abdurrahim Karakoç
Debbie Macomber
Stefan Zweig
Robert Louis Stevenson
Stephen King
Recaizade Mahmut Ekrem