- Resmi kurumlar, vatandaşı heybeti ve dolaşık aklıyla ezmeye bayıldıklarından, genellikle mimarilerini de biz fanilerin çözebilecekleri yalınlıkta tasarlamamaya özen gösterirler. Başladığın yere dönmek, devlet denen ejderhanın bağırsaklarında yolculuk yapmaya benzer.
- Biri gelip bizi tezgahtan alana kadar, bir manavın önlüğüne süre süre parlattığı elmalar gibi cilalayıp duruyoruz kendimizi. İlk ısırıktan sonra, ısırılan yerlerimizden kararmaya başlıyoruz ama.
- "Çaresiz erkek, sevildiği zaman umrunda bile olmayan ne çok ayrıntıyı hatırlıyor vakit terk edilmeyi vurunca, o ayrıntılardan kurmaya çalışıyor geri dönüşünü kadının. Oluyor mu? Olmuyor."
- Saat ikiyi çeyrek geçmeye niyetliydi. Zaman tereddüt eder mi, mevzubahis ileri gitmekse eğer?
- İnsanların kederli olmayı çok sevdikleri yıllar. Her şeye sinmiş bir Maltepe sigarası kokusu, bir ucuzluk, bir pazardan alınmışlık, bir muşambalık.
- Yaşım otuzu ezdi, ben hala aynı bankta oturmuş, bir kadından medet umuyorum.
- "Yokluk, yoksunluk, ayrılık, azap görmeden yazmışsın Fransızca Fransızca, ağzından pipon, önünden şarabın eksik olmamış, bir de yumurtladıklarını Türkçeye çevirmemi bekliyorsun pezevenk!" diye, rahmetlik adamlara bile öfke duyuyordum.
- Biri gelip bizi tezgahtan alana kadar, bir manavın önlüğüne süre süre parlattığı elmalar gibi cilalayıp duruyoruz kendimizi. İlk ısırıktan sonra, ısırılan yerlerimizden kararmaya başlıyoruz ama.
- "Keşke, kızlar da gitseymiş cumaya," demiştim. "Belki o zaman, bu kadar kötü kokmazdı halılar."
- Fakirin umudu kazancından çok, borcundan az işte, ne yaparsın.