- Bu arada karyolanın ayakucunda Lizaveta Petrovna'nın becerikli ellerinde, o ana dek var olmayan, bundan böyle onlarla aynı haklarla yaşayacak, kendi için aynı önemi olacak, kendi gibi insanlar üretecek bir insan yaşamı kandil alevi gibi titreşiyordu.
- Yalnız o zamanki bir acıydı, bu bir sevinç. Ama o acı da, bu sevinç de günlük yaşayışın koşullarının dışındaydılar. Olağan yaşamda açılmış, yüce bir şeyin göründüğü birer deliktiler. Şimdi olmakta olan şeye katlanmak da en azından ötekine katlanmak kadar güçtü, acıydı. Bu yüce olayı anlamaya çalışırken ruh gene öyle, daha önce hiçbir zaman anlayamadığı, aklın ulaşamadığı yücelere ulaşıyordu.
- ? Kişileri kayırma geleneğinin kalkmasını özel kişilerin kişisel çıkarları için değil, toplumun çıkarları için ?yüksek tabakadan olanlarla alt tabakadan olanların toplum mutluluğundan eşit yararlanmaları için? istiyorum, dedi. Ama onlar anlayamazlar bunu. Ancak kişisel çıkardır onların düşündükleri. Boş laflara kapılırlar.
- ? Anneni anımsıyor musun? diye sordu. Seryoja, çabuk çabuk konuşarak: ? Hayır, anımsamıyorum, dedi. Yüzü kıpkırmızı oldu. Başını önüne eğdi. Dayısı tek bir sözcük daha alamadı ağzından. Slav öğretmen yarım saat sonra merdivende buldu öğrencisini. Öfkeli mi, yoksa ağlıyor mu, uzun süre anlayamadı. ? Bir yeriniz incindi galiba, dedi. Ne zaman düştünüz? Bunun tehlikeli bir oyun olduğunu söylemiştim size. Okul müdürünüze bildirmeliyim durumu. ? Bir yerimi incitseydim kimsenin haberi olmazdı bundan. Kuşkunuz olmasın. ? Peki, neden öyleyse? ? Rahat bırakın beni! Anımsıyorum ya da anımsamıyorum... Ona ne bundan? Niçin anımsayacakmışım? Rahat bırakın beni! "Rahat bırakın beni!" diye öğretmenine değil, bütün dünyaya söylüyordu.
- ? Saygıyı, sevginin olması gereken; ama boş kalmış yeri gizlemek için uydurmuşlardır...
- Bulvar, çocuklar. Üç çocuk koşarak atçılık oynuyorlar. Seryoja! Her şeyimi kaybediyorum, gene de kavuşamıyorum ona.
- "Bu kiliseler, bu çan, bu yalan niçin? Bütün bunların tek nedeni var: Birbirimizden, öfkeyle birbirine küfreden şu arabacılar gibi nefret ettiğimizi gizlemek için. Yaşvin ne diyor? O benim sırtımdan gömleğimi almak istiyor, ben de onun. Bu çok doğru işte."
- "Sonsuz zamanın içinde, maddenin sonsuzluğunda, sonsuz mekanın içinde küçücük bir hücre kopuyor organizmadan, bir süre öyle duruyor bu hücre, sonra patlıyor... İşte ben bu hücreyim..."
- "İyiliğin bir nedeni varsa, iyilik değildir artık o. Sonucu, yani ödülü varsa iyilik olmaktan çıkmıştır. Öyleyse iyilik, neden ve sonuçlar zincirinin dışındadır."
- Felsefe bilgisini, felsefeyle hiç ilgilenmeden doğa bilginlerinden almış Katavasof, felsefe üzerine konuşmayı çok severdi.