- Reddettiğimiz şey, ilan ettiğimiz şeyin sağlamlığını kurar.
- Tam rüyalarımızda kaybolacağımız anda kapımız çalınır.
- Bir zekanın bir başka zekaya tabii kılındığı yerde aptallaşma vardır. İradesini kendi yoluna sokacak ve o yolda tutacak kadar güçlü değilse insan -özellikle de çocuk-bir hocaya ihtiyaç duyabilir.
- Öğrenme edinimi farklı şekillerde bir araya getirilebilen dört belirlenime göre üretilebilirdi; özgürleştiren bir hoca veya aptallaştıran bir hoca tarafından; bilgin bir hoca veya cahil bir hoca tarafından. Bunlardan katlanılması en zor olanı dördüncü önermeydi.Bilgin'in ilmini açıklamaktan feragat etmesi hadi neyse de, bir cahilin bir başka cahil için ilim kaynağı olması nasıl kabul edilebilirdi ki?
- Bir şey öğren ve geriye kalan her şeyi şu ilke uyarınca onunla ilişkilendir: Bütün insanların zekası eşittir.
- Her şeyde olduğu gibi delilikte de bir düzen vardır.
- "Eski yöntem öğrencileri harflerden başlatır, çünkü öğrencileri zihinsel eşitsizlik ilkesine göre, özellikle çocukların zihinsel olarak aşağı olduğunu kabul ederek yönlendirir. Harfleri ayırt etmenin kelimeleri ayırt etmekten kolay olduğuna inanır; yanlış bir inanış, ama sonuçta o buna inanır. Çocuk zekasının ancak K, A, KA diye öğrenmeye elverişli olduğunu, Kalipso diye öğrenmek için yetişkin, yani üstün bir zeka gerektiğini sanır." "Kısacası, Kalipso gibi B, A, BA hecelemesi de bir bayraktır: kapasite'ye karşı kapasitesizlik'in bayrağı. Hecelemek bir öğrenme yönteminden önce bir nedamet duası gibidir. Bu yüzden de ilkelerin karşıtlığı açısından hiçbir şey değiştirilmeksizin tekniklerin sırası değiştirilebilir: "Günün birinde belki Eski Yöntem öğrencilerine kelimeleri okutacak, biz ise heceleteceğiz. Peki bu sözde kılık değişikliğinden ne gibi bir sonuç doğacaktır? Hiç. Öğrenciler yine bir o kadar özgürleştirilmiş olacak, Eski Yönteminkilerse yine bir o kadar aptallaştırılmış. ... Eski Yöntem öğrencilerini heceleterek değil, tek başlarına heceleyemeyeceklerini söyleyerek aptallaştırır; dolayısıyla kelimeleri okutarak da onları özgürleştirmez, aptallaştırmış olur; çünkü büyük bir özenle onlara körpe zekalarının hocanın ihtiyar beyninden çekip çıkardığı açıklamalardan vazgeçemeyeceğini söyler. Demek ki özgürleştiren veya aptallaştıran teknik, yol yordam, tarz değil, ilkedir. Eşitsizlik ilkesi, şu eski ilke, ne yaparsak yapalım aptallaştırır; eşitlik ilkesi, jocotot'un ilkesi ise kullandığı teknik,kitap, olgu ne olursa olsun özgürleştirir.
- Siyasal kanılar ise hep en heybetli kafilelerle çevrilidir: Ya kardeşlik ya ölüm, der onlar; sırası geldi mi, Ya meşrutiyet ya ölüm, Ya Oligarşi ya ölüm vb. "İlk kelime hep değişir, ama ikinci kelime bütün kanıların bayrak veya flamaları üzerinde ya ifade edilir ya da ima. Sağda Ya A' nın egemenliği ya ölüm yazar, solda Ya B'nin egemenliği ya ölüm. Ölüm hiç eksik olmaz: Ya ölüm cezası kalksın ya ölüm diyen insan severler bile tanırım." Hakikat yaptırım kullanmaz; ölümden yardım almaz. Öyleyse Pascal'in izinden giderek şöyle söyleyelim: Güce adalet kazandırmanın bir yolu her zaman bulunmuştur ama, adalete güç kazandırmanın bir yolunu bulmaya yaklaşan olmamıştır. Hatta böyle bir tasarının anlamı bile yoktur. Güç güçtür. Gücü kullanmak akla uygun olabilir. Ama onu akla uy-durmak istemek akıl dışıdır.
- Halkın efendisi olmak isteyen onun kölesi olmaya mecburdur.
- Kitlelerin öğretimi mutlak yönetimleri tehlikeye atar. Kitlelerin cehaleti ise cumhuriyet rejimlerini tehlikeye sokar