- Sokratesçilik aptallaştırmanın kusursuzlaştırılmış bir biçimidir. Her bilgin hoca gibi Sokrates de öğretmek için soru sorar. Oysa bir insanı özgürleştirmek isteyen kişinin ona bilginler gibi değil herhangi bir insan gibi soru sorması gerekir, yani öğretmek değil öğrenmek için. (36)
- İnsan, bir zekânın hizmet ettiği iradedir.
- Özgürleşmişlerin partisi, meclisi veya toplumu olmaz. Ama her insan her zaman, her an özgürleşebilir, bir başkasını özgürleştirebilir, başkalarına özgürleşmenin hayırlı haberini verebilir, kendilerini bu şekilde insan olarak tanıyan ve aşağı üstünler komedisini oynamaktan vazgeçen insanların sayısını artırabilir. Toplumlar, halklar, devletler her zaman için akıldışı olacaktır. Ama birey olarak akıllarını kullanacak ve yurttaş olarak akıldışına çıkma sanatını akla mümkün olan en uygun biçimde bulmayı başaracak insanların sayısını artırabiliriz. (99-100)
- Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır.
- "Zekânın edimi görmek ve gördüğünü karşılaştırmaktır. Önce rasgele görür. Gördüğünün yeniden görmek, benzer olgular görmek, gördüğünün nedeni olabilecek olgular görmek için gerekli koşulları tekrarlaması, yaratması lazımdır. Keza gördüğünü başkalarına söylemek için de kelimeler, cümleler, mecazlar oluşturması lazımdır. Kısacası, dehalar kusura bakmasın ama, zekânın en sık görülen uygulama tarzı tekrardır. Tekrar da sıkar. İlk kötülük tembelliktir. Kaytarmak, yarım gözle görmek, görmediğimizi, gördüğümüzü sandığımız şeyi söylemek daha kolaydır. Dikkatsizlik belirten cümleler, zihnin hiçbir serüvenine tercüman olmayan öyleyse'ler, işte böyle şekillenir. 'Yok, yapamam" bu dikkatsizlik cümlelerinin bir örneğidir." (Sf.59-60)
- "Öğrenciye kendi bilgisini fark ettirme iddiasındaki Sokratik sorgulama yöntemi aslında at terbiyecisinin yöntemidir: 'Geçişler, ilerleyişleri, dönüşleri yönetir. Ona gelince, bir yandan zihin terbiyesini yönetirken emir verme onuruna erişip arkasına yaslanır. Zihin bir dolambaçtan öbürüne, yola çıkarken aklından bile geçirmemiş olduğu bir hedefe varır sonunda. Ona ulaşmış olmasına şaşar, geri döner, kılavuzunu görür, şaşkınlık hayranlığa dönüşür ve bu hayranlık onu aptallaştırır. Öğrenci, yalnız ve kendi başına bırakılmış olsaydı, o yolu takip etmemiş olacağını hissedir.' " (Sf.63)
- "Sokrates halkın hoşuna gitmek, 'koca haycan'ı baştan çıkarmak için konuşmak istemiyordu. Anytos ve Meletos gibi dalkavukların sanatını incelemek istemiyordu. Böyle bir şeyin onun şahsında felsefeyi yerlere düşüreceğini düşünüyordu, nitekim neredeyse herkes bu tutumunu övüyor. Ama düşüncenin gerisinde şu var: Anytos ve Meletos beyinsiz birer dalkavuk. Öyleyse konuşmalarında sanat yok, sadece yalan dolan var. Oysa Anytos ve Meletos'un konuşmaları da tıpkı Sokrates'inki gibi insan zekâsının bir tezahürüdür. Bunların da bir o kadar iyi olduğunu değil, sadece aynı zekânın eseri olduğunu söylüyoruz. 'Cahil' Sokrates, kendini mahkemenin hatiplerinden üstün gördü, onların sanatını öğrenmeye üşendi, dünyanın akıldışılığına rıza gösterdi. Peki niye böyle davrandı? Laios, Oedipus ve bütün trajedi kahramanları hangi nedenle kaybettiyse yine o nedenle: Delphi kâhinine inandı; Tanrı'nın onu seçtiğini, ona kişisel bir mesaj gönderdiğini düşündü. Üstün varlıkların deliliğini paylaştı: dehaya olan inancı. Tanrı'nın ilhamına erişen bir varlık Anytos'ların konuşmalarını, söylemlerini öğrenmez, bunları tekrarlamaz, ihtiyacı oldu mu sanatlarını benimsemeye çalışmaz. Bunun için de Anytos'lar toplumsal düzenin efendisi olur." (Sf.97)
- "Sokrates halkın hoşuna gitmek, 'koca hayvan'ı baştan çıkarmak için konuşmak istemiyordu. Anytos ve Meletos gibi dalkavukların sanatını incelemek istemiyordu. Böyle bir şeyin onun şahsında felsefeyi yerlere düşüreceğini düşünüyordu, nitekim neredeyse herkes bu tutumunu övüyor. Ama düşüncenin gerisinde şu var: Anytos ve Meletos beyinsiz birer dalkavuk. Öyleyse konuşmalarında sanat yok, sadece yalan dolan var. Oysa Anytos ve Meletos'un konuşmaları da tıpkı Sokrates'inki gibi insan zekâsının bir tezahürüdür. Bunların da bir o kadar iyi olduğunu değil, sadece aynı zekânın eseri olduğunu söylüyoruz. 'Cahil' Sokrates, kendini mahkemenin hatiplerinden üstün gördü, onların sanatını öğrenmeye üşendi, dünyanın akıldışılığına rıza gösterdi. Peki niye böyle davrandı? Laios, Oedipus ve bütün trajedi kahramanları hangi nedenle kaybettiyse yine o nedenle: Delphi kâhinine inandı; Tanrı'nın onu seçtiğini, ona kişisel bir mesaj gönderdiğini düşündü. Üstün varlıkların deliliğini paylaştı: dehaya olan inancı. Tanrı'nın ilhamına erişen bir varlık Anytos'ların konuşmalarını, söylemlerini öğrenmez, bunları tekrarlamaz, ihtiyacı oldu mu sanatlarını benimsemeye çalışmaz. Bunun için de Anytos'lar toplumsal düzenin efendisi olur." (Sf.97)
- Söz konusu olan çocuk eğitimine dair reçeteler değil felsefe ve insanlıktır.(46)
- Hırslılar,kendilerini kimseden aşağı saymamakla kazandıkları zihinsel gücü,kendilerini başka herkesten üstün saymakla kaybederler.Bizi ilgilendiren her insanın herkesle eşit,herkesi de kendisiyle eşit saydığı zamanki gücünün keşfidir.(60-61)