- Zaten kültür kılıca hep galip gelmiştir. Milletleri yıkan, savaşta değil kültürdeki mağlubiyettir. s.127
- Eski Türk kavimleri gibi Moğollar da doğan çocuğa isim koyarken doğumdan sonraki günlerde obaya gelen birinin ya adını, yahut mesleğini çocuğa yakıştırırlarmış. Söz gelimi çocuk doğduktan sonra obaya ilk gelen kişi bir dilenci ise çocuğa Tilençi, bir aynacı ise Tuluy, yahut yakından bir kurt geçmiş ise Kurtbay isimleri verilirmiş. s.122
- Mademki sevgilinin hasretiyle yanıp tutuşuyorsun, demiş Şıblî, o halde yeni bir sevgili bul kendine. Ama dikkat et, bu sefer âşık olduğun sevgili ölenlerden olmasın. s.92
- "Bela budur ki alıştı belalarınla gönül Gamın da gelse dile bâis-i meserret olur" Nef'î "Benim için asıl bela, gönlümün senin belalarına alışmış olmasıdır. Öyle ki artık gönlüme senden bir gam da gelse, benim için sevinç sebebi oluyor." s.101
- Aşk geldi mi akıl durmaz, kaçar. Hakikatte aşığın akılla bir işi de yoktur zaten. Bu yüzden aşka akıllı adam işi değil, iş eri gerektir, her şeyden hür iş eri s.104
- Sanmayın ki sevgili için canımı vermek benim için kolay değil!.. Taçlı için canımı bin kere verir, bir canın hesabını yapmam. Uğruna can verilir, lakin vermeyeceğim şey canandır. Halim gitgide kötüye gidiyor, ne yapacagımı bilemiyorum; çünkü seni görmemek ayrı bir dert; görmeye dayanamamak daha ayrı bir dert.
- Sanmayın ki sevgili için canımı vermek benim için kolay değil!.. Taçlı için canımı bin kere verir, bir canın hesabını yapmam. Uğruna can verilir, lakin vermeyeceğim şey canandır. Halim gitgide kötüye gidiyor, ne yapacagımı bilemiyorum; çünkü seni görmemek ayrı bir dert; görmeye dayanamamak daha ayrı bir dert.
- "Gerçek şu ki; gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur" (Hacc, 46) "Seveni sevmek kolaydır; marifet o sevmediği zaman da onu sevebilmektir." "Çünkü aşk beklenilmez, birdenbire gelir. Aşka tutulan kişinin tavrı o anda başkalaşır, kalbinin ritmi artar, bedeninde fizyolojik değişimler baş gösterir, ne yaptığını bilmez olur."
- Gül bahçesinde yatıp uyuyan kişi, biran evvel uyanmayi ister. Fakat zindanda uyumus olan ebediyen uyumakran yanadır.,çünkü uyanirsa yeniden zindana düşmüş olacağını bilir.
- Bağdat Gibi Diyar Olmaz; Dilimizdeki "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz." sözünün aslı muhtemelen "Ane gibi yar; Bağdat gibi diyar olmaz." şeklindedir. Çünkü sözün aslındaki Ane kelimesi, Bağdat yakınlarındaki sarp bir uçurumun kuşattığı dik bir geçidin adıdır. Bağdat gibi (güzel) şehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaralı) yar (uçurum) olmaz, demeye gelir. Ancak siz Bağdat'ın Osmanlı Türk'ü için önemine bakınız ki oradaki Ane'yi anne yapıvermiş. Tıpkı "Yanlış hesap Bağdat'tan döner." sözüyle Bağdat'ın eskiden beri bir ilim merkezi olduğunun altının çizilmesi gibi.