Bak cocuk, insan dort gemiye hukmeder. Mide gemisi, gonul gemisi, zihin gemisi ve ruh gemisi. Bunlardan yalnizca birincisi madde ile diger ucu mana ile alakalidir. İlahi denge insanin maddesini degil manasini onemsedigi icin boyle yaratilmisiz. Simdi insan zaman denizinde yuzerken, bunlardan hangisini sancak gemisi yahut beylik gemisi yapacagina, hangisinin dumen suyunda gidecegine karar vermelidir. Mide gemisini diger ucunun arasinda seyrettirdigimizde yaradilisimizin geregi olan dengeyi bulmus, insaniyetimizi korumus oluruz. Aksi takdirde mana lehine sahip oldugumuz üç gemimizi, maddenin yonettigi tek gemiye uydurursak madde hirsi bizi iblislige sevk eder. Zaman denizinde gonul gemisini rehber edinenler bahtiyar ömürler surerler. Zihin gemisini rehber edinenler bilge ömürler surer ve mutlu olurlar. Ruh gemisini rehber edinenler ise hem bu dunyada hem öte dunyada kazanmis olanlardir. Mide gemisini rehber edinenlere gelince, er yada gec diger üç gemiyi parcalayarak surukler veya seytanin askerlerine teslim ederler. Cevrene bak ve insanlari ayir bakalim, kim hangi gemide yolculuk ediyor...

Huner sahibinin hazinesinin anahtari agzindaki dilidir. Kapi kapali olursa kim ne bilecek mucevheratci mi, yoksa hirdavatci mi?

Erdemli kisilere ziyani dokunan iki sey vardir, konusmak gerekirken susmak ve susmak gerektiginde konusmak.

Olacak olsa gerek çar u naçar Gerek kalbin gen tut, gerek dar.

"Yarınki güne umutla bak. Gecenin ne doğuracağını tahmin bile edemezsin!" (220)

Sozunu bitir, kimse yeter demeden!

Nemrut, Hz. İbrahim'i baglatip meydanda buyuk atesler yaktirmis.yanina varilamayacak atesler. Sonra bir mancinik ile İbrahim'i atese firlatmislar. İbrahim havada atese dogru giderken yaninda serce kadar bir kus belirmis. Ona yetismek icin nefes nefese kanat cirpiyormus. İbrahim "Ne yapmaya calisiyorsun?" diye sormus. Kuş "Sana yardima geldi, varsa bir istegin derhal yapayim" demis. O zaman İbrahim "Sen su cirminle bana nasil yardim edebilirsinki? Derhal uzaklas yanimdan, bari yanma, kendini kurtar!" deyince kuşcagiz, "Evet belki sana yardim edemem, ama seninle yanarim, degil mi ki ben de senin inandigin gibi inaniyorum, bari safimiz belli olsun!" Demis.

"Sonra ne olmus kuşa?" "İbrahim ile beraber atese dusmusler. Allah o kusun hatrina dustugu kizil atesi kizil gulistana dondurmus. Guller simdi onun icin kirmizi acarmis ve o kuş bulbul imis efendim."

"Göklerde, yerlerde ve ikisi arasında ne varsa sevgiyle vardır. Gökler sevgiyle dönerler, yıldızlar sevgi sayesinde yerlerinde durabilirler. Tıpkı kalbimizdeki sevgi yıldızları gibi... Bu yüzden dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır ve sevgilisiz dünyada hayat sürmek beyhudedir."

Gerçekten de aşk, karşılıklı oturmak, yüzyüze veya aynı noktaya bakma, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmak, güzel şeylerden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır..