- Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun."
- Benim kaderim kef harfiyle yazılmış olmalı ki hep keder oldu...Taçlının kaderi....
- Sen demek, benden vazgeçtim demektir çünkü
- "Bütün geçişlerin şehnaza vardığı,bütün taksimlerin,peşrevlerin şehnaz olup dimağımı istila ettiği o günün sarhoşuyum ben. Konuşmaya değil, görmeye muhtacım."
- Gerçekten de aşk, karşılıklı oturmak, yüzyüze veya aynı noktaya bakma, şiir okumak, sevgiliden utanacak kadar terbiyeli davranmak, güzel şeylerden bahsedip gülmek ve asla iffet sınırının ötesine uzanmamaktır.
- yüce tanrım!.. ya ona azıcık merhamet ver, ya bana çokça dayanma gücü. ya bendeki sevginin birazını ona ver, ya ondaki vurdumduymazlığın birazını bana. tanrım!.. ya onu bana ver, ya beni ona!..
- ?Alparslan sorar: -Hiç tarih okur musun? Diyojen şaşırarak cevaplar: -Hayır okumam; neden? -Çünkü tarih okumayan ve tarihini bilmeyen bir milletin sonu senin sonun gibi olur.?
- ?Evin gençleri ve çocukları hep uzak tutulur nedense tavan arasından. Oysa çocuklar için büyülü bir mabet, gençler için karanlık bir zaman tünelidir tavan arası; sırlarla dolu, ayrıksı ve meraklı? Bir çocuğun tavan arasında oynayacağı öyle çekici oyuncaklar, bir gencin de orada çözeceği öyle gizemli şifreler vardır ki!.. Onlar belki de hayatlarına anlam katacak iksiri bir tavan arasında bulacaklardır.?
- ?Eski Türklerde hümanın adı ?umay?dır. Oğuz hakanının hanımının ongunu (tılsımlı totemi, uğurlu kuşu) olarak bilinir. Kadının ve ananın değerine istinaden saltanata ait bazı eşya hakkında sıfat olarak kullanılan hümayun kelimesi de buna dayanır. (tuğra-yı hümayun, mühr-i hümayun vs.) Buradaki hümayun, Avrupalıların imperial veya royal, Romalıların ogüst kelimelerinin karşılığıdır. Onlarda daha ziyade kartal ile tasvir edilmiştir. Bizdeki hüma inanışı, padişahın başı üzerinde kanatlarının devamlı gölge yapması, dolaysıyla da halkı koruyup kollayarak onların mutluluğunu sağlaması biçiminde yorumlanmıştır. Diğer bir ifade ile, eğer Osmanlı devletinin bir ongunu bulunsaydı, bu mutlaka hüma olurdu. Tıpkı Selçuklu kartalı gibi.? (S. 74)
- ?Kültürlerin temel taşları olan bazı kitaplar vardır. İnsanın onları sık sık okuması gerekir. Yunus Emre?nin divanı da bunlardan biri. Yunus?un şiirlerini okurken insanın pek çok konuda tefekküre dalması mümkündür. Mesela onun şiirlerinin ölüm ekseninde okursanız otuz adet şiirinin yalnızca ölümü konu aldığını görürsünüz. Keza diğer manzumelerini de ölümle ilgili beyitlerle dolu olduğu dikkatinizi çeker. Nihayet, hakkında beş yüze yakın beyit söylediği ölümü karşısına oturtmuş bir alperen tipi ile tanışır ve dersiniz ki ?Bu durumdaki bir insanın Yunus olmaktan gayri bir çaresi yoktur.?? (S. 103)