- Göz... Savaşı başlatan haberci. Bakış... Elde olmayan kader; ilahi kaza. Ve Aşk... Kalple göz arasında kutlu bir hadise.
- Çok sonraları kalp göze diyecektir ki:"Beni bu onulmaz derde iten sensin, sefayı sen sürdün, acıyı ben çektim, nimet senin zahmet benim oldu, sen sevinirken kaygılanan ben oldum, bakışlarını artırdıkça sen dertlerimi çoğalttın benim, zafere eren sen hezimete uğrayan ben, sen emirlerine itaat edilen hükümdar oldun, ben senin peşinde koşan tebaan. Sen emir, ben esir. Melik iken Memluk (kul) ettin beni."
- Gerçek şu ki; gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur! (Hacc, 46)
- Ebu Hureyre der ki: ??Kalp bir kral ise, organlar emrine amade askerler gibidir. Kral iyi davranış içinde olursa, askerler de ona uyar. O fenalık yaparsa, emrindeki askerler de fena davranır.??
- Bir çoğalmadan ibarettir çünkü aşk. Bir coşmadan, kabarmadan, büyümeden ibarettir. Devamlı artmayan bir duygunun aşk olması ne mümkün?
- Taşın içinde saklı olan ateştir aşk, bir kıvılcım çakınca kuşatır bütün evreni.
- Bir şeyin aşk olabilmesi için tutkulu olması, patolojik olması, anormal olması gerekir zannımca. Aşk ki bedeni hastalık olsaydı yalnızca, hastanelerde tedavi ederlerdi onu; oysa bimarhanelerde tımara çekilir aşk sonucunda.
- Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır aşk.
- Alem bir aşk için yaratılmış ve "Aşk imiş her ne var alemde!..."
- Aşık, belki bir gün sevilmek umuduyla hiç durmadan severek azabını çeker. Hatta çok zaman, sevilme ihtimalini düşünmeden sever.