- "Anlayamıyorum, bir insan diğerini nasıl öldürebilir; hele de düşüncesinden dolayı; hiç anlayamıyorum. Kim bu kötülüğü yapıyor bu ülkeye? "
- "Savaş değil ama istikbal onunla kazanılır yüce Krezüs, gelecek kazanılır, millete ait ruh kazanılır. Savaş gelip çatınca ülkendeki neslin ölmesi değildir asıl kötü olan, o ülke culturasının ölmesidir. Bir ülkede bütün nesil ölmüş olsa bile, cultura yaşıyor olduktan sonra o ulke kendi küllerinden yeniden doğar. Ama culturası ölen milletler, nesiller boyunca yaşasa bile kendileri olarak yaşamaz; onun yerine köleler, paryalar, kimliğini kaybetmiş zavallılar olarak hayat sürerler. Böyle bir ulkenin ayakta durduğunu kim söyleyebilir, yüce Krezüs? "
- ... herkes, farkında olsunlar yahut olmasınlar, bir biçimde altının kölesi olarak yaşardı. Bu sarı parıltıda öyle bir güç vardı ki, tüketenleri düşünceleriyle, üretenleri de bedenleriyle köleleştiriyordu.
- İnsan çile çekerken birdenbire yaşlanıyor, değişiveriyordu. Ruhların haritası yüzlerden okunmaya başladığında da binlerce tecrübe ve müsamahayla her şeyi oluruna bırakmayı ögreniyordu.
- ?Sevgiliye gidecek hediyeyi saymak yakışık almaz, öyle değil mi?? (359)
- -Önsöz'den bir kesit- Sevmek öğrenmekle başlar. İnsan bilmediği şeye karşı önce tedirginlik ve antipati duyguları ile yaklaşır. Eğitim ve öğretim, hayatın hangi sahasında olursa olsun zaman içerisinde sevmeyi beraberinde getirir. Bugün divan edebiyatının laikıyla bilinmeyişi ona düşman kazandırmakta ve bir kenara itilmesine sebep olmaktadır...
- -Önsöz'den bir kesit- Sevmek öğrenmekle başlar. İnsan bilmediği şeye karşı önce tedirginlik ve antipati duyguları ile yaklaşır. Eğitim ve öğretim, hayatın hangi sahasında olursa olsun zaman içerisinde sevmeyi beraberinde getirir. Bugün divan edebiyatının laikıyla bilinmeyişi ona düşman kazandırmakta ve bir kenara itilmesine sebep olmaktadır...
- Bir sarmaşık diyordu aşk için. Aşk sözcüğü zaten sarmaşık demekmiş. Bir sarmaşık çınarları,servileri nasıl sarıp sarmalarsa, aşk da öyle sarıp sarmalarmış çınar gibi yiğitleri, servi boylu dilberleri. Ve her sarmaşık, sardığı ağacı kuruturmuş sonunda.
- ''Sesimi kıstıkça sözümün yükseldiğini o vakit keşfettim.''
- ''Kelimeler olmazdı, ses duyulmazdı ama o benimle konuşurdu.''