- Güller güler figânla geçer ömr-i andelîb Ziya Paşa (28)
- Gül alırlar gül satarlar Gülden terâzi tutarlar Gülü gül ile tartarlar Çarşı pazar güldür gül / Ümmî Sinan (39)
- Yanıtla beni vehim! Yanıtla beni... Geçip kaybolanın peşinde miyim ben, yitip solanın içinde miyim?!.. Cevheri görünce arazı neyleyeyim; ya gerçeği buldukta sureti?!.. Gül demine erince bülbülü neyleyeyim; neyleyeyim Azra çağında miskin Vamık'ı?!.. Cemale ersem derim, cenneti neyleyeyim?!.. (44)
- Uğrarsa yolun bâd-ı sabâ ger Harameyn'e Ta'zîmimi arz eyle rasûlü's-sakaleyne (45)
- Gül'ü anlatmayan dil ne söyler ki efsaneden başka!.. Gül harflerinden gül söylemeyen kelimeler, gerçeği olmayan isimlerden öte nedir ki?!.. Gül kokusu taşıyan bilgi canda ışık; gül destesi götürmeyen kervan bedene kuru yük değil midir? (56)
- MERDİVEN Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller; Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller, Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Ahmet HAŞİM (65)
- RİNDLERİN ÖLÜMÜ Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış; Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle. Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle. Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde; Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter. Ve serin serviler altında kalan kabrinde Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter. Yahya Kemal BEYATLI (69)
- GEL EY, GÜLLERİN EFENDİSİ!.. Gel ey, konuşurken dudaklarına tebessümler karışan!... Gel ey, yüzüne üzgünlerin üzüntüsünü dağıtmak yaraşan!.. Gel ey, ateş-i aşkına yanmak için âşıkları birbiriyle yarışan!.. (81)
- gül, yağmurun bir sonraki adıdır gülün mecnunudur bütün çiçekler sonsuzluk gül, sensizlik gül, gül pusat gül cemresi, gül yağmuru, gül hasat gülü sevenlerin yoktur karası kurşundan beterdir gülün yarası Nurullah Genç (111)
- çiğdemle seyyahtır,zambakla silah sabır denizinde tahammül kuşu miğferine gül ışığı bulaşan gülün kanadında çıkar yokuşu şehzâde gül, prenses gül, kral gül doğuda gül,batıda gül,maral gül sevdalılar gül alıp gül satarlar gül olanlar, gül tahtında yatarlar Nurullah Genç (112)