- Evin sözleri taştı balkona geldi ağırdır evin sözleri yüzyıldır hiç söylenmemiş gibidir, ...
- ... sözlerse şairin eline bakıyor yaşamak için bir şiirin içinde ...
- iyilik pazar günü artar, yalnızlık ertesi
- Çinlilerin bir bedduası varmış, kızdıkları kişilere 'İlginç zamanlarda yaşayasın' derlermiş. Biz de hem ilginç hem de karışık zamanlardayız. (S. 29)
- 'Dil şad olacak diye kaç yıl avuttu felek' şarkısıyla avunurken, dil 'kan' oldu. Kan ve yangın. İkisi de dilde çıkar, dil de yanar, dil de kanar ve o yangın karanlığında artık beyaz bile kalmaz derdimizi anlatacağımız, yaramızı saracağımız. O bilgiler içinde hatırlı zeytin ağacından uzatılan dalın bile sesi çıkmıyor. O dalın üstünde barış yazardı eskiden. Şimdi barış yanık bir dal, onu son bir ümitle uzatmak isteyenlerin cılız seslerinde ise yaralı, yanık bir dil kaldı. (S. 23)
- Şaka gibi olmayan bir dil var: kan dili. Katı, 'gerçek', köşeli. Buyruk dili. Şarkıların, şiirlerin, aşkların, ayrılıkların, kavuşmaların, sevinçlerin, kederlerin 'başına buyruk' dili, şimdi 'Kan var bütün kelimelerin altında' demekten başka bir şey bilmiyor. Hiçbirimizin konuşmasına gerek yok, o hepimizin yerine her şeyi söylüyor işte. 'Kes' diyor, kesiyorum. (S. 23)
- şimdi bir yağmur arıyorum bulursanız yazın adresime
- Ah bu şairler kelime yorulmasın diye gönül yorarlar!
- Hem iki kere birlikte kayboluruz hem bir bulunuruz iki kere
- hayata, ölüme ve onları birbirine bağlayan virgüle karşı işleniyor, ve bu çığlık cinayete karşı virgülle bitiyor, Ünlemse yalnız beyhude!