- "Boğazıma yumruk iriliğinde bir şey tıkandı bunu derken, gayriihtiyari, başımı kaldırıp karşımızda duran çeşmeye baktım. Son demlerini yaşayan çeşme de içinde bulunduğu ıssızlığın içinden, kuru kuru bana baktı."
- "Kimse konuşmadı bir müddet, kendisinden başka hiçbir şeye benzemeyen tuhaf bir sessizlik evin içinde acı acı uğuldadı durdu. Her şey kendi görüntüsünün içinde görüntüsünü bir milim bile eksiltmeden gizlice yanmış ya da her şey kendi sınırlarının dışına çıkarıldıktan sonra kocaman bir kalınlık oluşturan ince titreşimler eşliğinde yeniden eski yerine konmuş gibiydi o sırada. Ya da genişliği ve derinliği dünyanın dışına taşan ulu bir rüzgar gelip oracıkta donmuş gibiydi."
- "Dünya gözyaşlarımın içindeydi artık, dünya bulanıktı, dünya ıslaktı ve dünya kalın uğultular eşliğinde, etrafa buğular saçarak, hafif hafif titriyordu."
- Konuşmak iyi gelmişti aslında, dağılmamış olsa bile ruhumdaki bulutların rengi biraz değişmişti."
- Kazansa da kaybetse de fark etmez, her iki sonuç da rahatlatır onu.Çünkü hesap bu dünyada görülmüş olur.O sana söz verirken Allah orada değil miydi, ona ne şüphe, ona ne şüphe, elbette oradaydı!Amacı her ne ise onu elde edebilmek için Allah'ı da aldattı yani o şahıs.Bu sebeple sen onu Allah'a havale et!En münasip zamanda, en isabetli silleyi Allah'tan başka kim vurabilir?
- Ona, kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor diyecektim ama vazgeçtim, o sırada bu cümle, fazlasıyla anlam yüklediğimiz boş sözlerden biriymiş gibi geldi bana.. (s. 26)
- Benimkisi, bile bile, akıntıya kürek çekmekten başka bir şey değildi. Bu yüzden, aklımı başıma devşirmeliydim bir an önce. boş yere hayallere kapılıp şu insan denen yaratığa bel bağlamamalıydım. Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. derinleden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, olabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi.
- Bazı canlıları yara öldürmüyor,muhatapsız kalmak öldürüyor.
- Babalar,alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.
- Büyük ihtiyaçlanın küçüldüğü ,küçük ihtiyaçların büyüdüğü döneme yaşlılık diyorlar..