- Neresinden bakılırsa bakılsın, her cümlede bir çift göz vardır ve her noktada bir insan. O insan ki, bakar bize ve ötemize; ve o insan ki, giyindiği zamanın gerisinden sorar hep kaygılanır, duraksar ve ve sessizdir; ve geldim demenin bir sessizliği varsa, öpüşelim demenin, sen hâlâ gitmiyor musun demenin ya da ölmek istemenin bir sessizliği varsa, kelimeleri de vardır sessizliğin duruşun kelimeleri vardır; bakışın, uzanışın, gülüşün... Ama yalnızlığın kelimeleri yoktur. O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir...
- İçimde sakladıklarımla yıllarca hem hayat buldum, hem de yanıp kavruldum...
- İhtiyarlığın getirdiği kuruntulardan biri de budur herhalde diye bazen teselli ediyorum kendimi, yani ölümün eşiğine yaklaştıkça insan yaşadığına inanamayıp varlığından kuşkulanmaya başlıyordur da, böylece hem ölümle buluşmasını çabuklaştırıyor, hem de onu daha katlanır bir hale sokuyordur.
- Ulaşılan her şeyde ulaşılamayan bir başka şeyin yokluğu vardır ve o, onun kadar noksandır...
- İnsanın en ağır yükü her zamanki gibi gene kendisi...
- "...ve yüzümü yastıklara gömüp derin uykulara dalıyorum. Kaçış uykularına. Uyuduğum sürece yaşam duracak ve yürüyen ne varsa benim uyanmamı bekleyecekmiş gibi geliyor çünkü bana..."
- "...hep onun gidişlerini gördüm ben, hep onun gidişlerini duydum ve kendimi hep onun gidişlerinden artakalan herhangi bir şey gibi hissettim..."
- "...gülünecek o kadar az şey var ki yaşamımda, sinir sistemimi doyurmak için, beynim ağlanacak durumlardan bile gülüşler yontuyor..."
- "İnsanlar isterlerse her şeyi, ama hemen her şeyi bir tür silaha dönüştürebilirlerdi çünkü. En çok da sevgiyi elbette..."
- "...hep onun gidişlerini gördüm ben, hep onun gidişlerini duydum ve kendimi hep onun gidişlerinden artakalan herhangi bir şey gibi hissettim."