- "Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
- Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
- Türkçe'deki kelimelerin ilk anlamlarının pek de geçerli olmadığı bir yüzyılda piçler, babaları bilinmeyenler değil, babalarına ihanet edenlerdir. Babalarına ve annelerine.
- Türkçe'deki kelimelerin ilk anlamlarının pek de geçerli olmadığı bir yüzyılda piçler, babaları bilinmeyenler değil, babalarına ihanet edenlerdir. Babalarına ve annelerine.
- Hayat şartlarının geçen yüzyıllara oranla rahatlamış olması ve hayat süresinin uzaması nedeniyle çocukluğun bitiş yaşının yirmi üç olması gerektiğini savunuyordu. Hakan'a göre, yürümek yerine motorlu taşıt kullanan, düşünmek yerine televizyon seyreden, spor yapmak yerine Play Station oynayan, kütüphane koridorları yerine internet sitelerinde dolaşan çocukların olgunlaşmaları gecikiyordu. Geçmiş kuşaklara göre tabii ki daha çok bilgiye sahiplerdi ancak bu bilgiyle ne yapacaklarını belirlemelerine onları zorlayacak bir hayat yaşamıyorlardı.
- Zaten acıya ve yalana ne kadar dayanabileceğimi hep merak etmişimdir.Aslında sadece birkaç yıl merak ettim çünkü bir gece aynaya baktığımda,kıpkırmızı gözlerim bana bütün dünyayı ve iğrençliklerini hazmedebileceğini söylemişti.
- Ben yeterince hissediyordum.Hatta bütün dünyaya yetecek kadar.
- Yüksek sesle inanmadığım her şeyi anlatabilir,içimdende"İnanmayın bana.Sakın inanmayın.Hepsi yalan!Ağzımdan çıkanı duymanız kolay.Ama yapabiliyorsanız ,bunu da duyun!"diyebilirdim.
- İntihar nefsi müdafaaydı.Ama bunu başkasının yapması çok daha asildi.
- Bütün insanlara kızgınım.Yaşadıkları için.Hayattan midem bulanıyor...Yeterince benzin ve karşımda oturan adamın iç cebindeki çakmakla dünyayı yakabilirim.