- "Ve tanıştıkları günden beri uyumamıştı. Çünkü zihni, hücre bilgisini perdeleyecek bir duyguyla doluydu: Aşkla. Her ne kadar karşılığı sadece dostluk da olsa. Acımayla terbiye edilmiş bir dostluk."
- "Bilmediklerimiz, bilemeyeceğimiz kadar çok..."
- "Ne kadar çözmeye çalışırsam, denklemin içine o kadar gömüldüm."
- Böceği göremiyordu artık. Oysa o hala oradaydı. İnsanın görmediği şeyler yok olmazdı ki. Hem düşmanı gözetleyemedikten sonra gizlenmenin ne anlamı vardı?
- Ve herkes görünene aldanmaya hazırdı. Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı.
- Kimseye hiçbir şeyi tam olarak anlatamayacağını anlamıştı. Biri için ölüm kalım meselesi olan, diğerinin gözünde toz kadardı.
- "Kim kalbinden vazgeçecek kadar kendini bir şeye adayabilir ki?? ?Onu da göreceksiniz? demişti bina. ?Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar?? diye söze girmişti kızılderili. ?Onlar ne olacak?? ?Onlar da, göğüslerinde bir et parçasıyla, canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da yaşamak demeye devam edecekler!?
- Belki de hayat yanlış anlayınca güzeldi. Sadece yanlış anlayınca. Ama her şeyi.
- Açlık mı var sizin orada? Çocuk yap, onu ye!
- Bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş.