- Halk dediğin, olabilecekken özgür olmak istemeyen, çektiği aptal acılara aptal zevkler sayesinde katlanan ve bütün sosyal anlaşmalara uyan bir mahluktur. Koyunlar sürüsü ve çobanlar sürüsüdür.
- bir kitap okumuştum. adını hatırlamıyorum. içinde bir domino teorisi vardı. domino taşlarını bilirsin. önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. zincirdeki domino taşı sayısı tek. iki uçtan birbirini yıkarak ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. ortadaki taş aynı anda, aynı güçte iki darbeyi, iki tarafından aldığı için ayakta kalıyor. bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. işte roman böyle bir şeyi anlatıyordu.
- Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum demektir.
- Belki de az her şey demektir.
- Ve bütün insanlar hayat tarafından dövülür, nadiren de ödüllendirilirdi.
- seni az tanıyorum...Az... Sende fark ettin mi?Az,dediğin,küçücük bir kelime.Sadece A ve Z. Sadece iki harf.Ama aralarında koca bir alfebe var.O alfebeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var.Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında.Biri başlangıç,diğeri son.Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar.Yan yana gelip de birlikte okunmak için.Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler.Senin ve benim gibi...
- Birlikte olabilmek için kırk yıl, Birlikte ölebilmek için de Bir kırk yıl daha Yaşamışlardı.
- Hayatımın öyle bir dönemini yaşıyordum ki, hiçbir şeyi beklemiyor ve merak etmiyordum.
- Dünyanın en güzel sanat eserini yaratıp on dakika seyrettikten sonra yakan bir ressam gibi ben de keşfettiğim düşünce cennetimi tasfiye ediyordum.
- Dünyanın en güzel sanat eserini yaratıp on dakika seyrettikten sonra yakan bir ressam gibi ben de keşfettiğim düşünce cennetimi tasfiye ediyordum.